Serap KURAL / ASPİLSAN Enerji Kurumsal İletişim Koordinatörü
Her geçen gün etkisini daha da hissettiren küresel iklim değişikliği artık iş dünyasındaki tüm sektörlerin en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. İklim krizinin önüne geçmek adına sürdürülebilirlik iletişiminin şirketlerin giderek odak noktası haline geleceği net olarak görünmektedir.
Sürdürülebilirlik iletişimi en özet haliyle gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak adına paydaşlar arası ilişkinin yönetilmesidir. Şirketlerin dünyadaki yeni yönelimi bu doğrultuda sürdürülebilirlik ve sürdürülebilirlik iletişimidir. Sürdürülebilirlik iletişiminde hedeflenen çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlikle ilgili farkındalık oluşturup aksiyon alınmasını sağlamaktır. Bu bağlamda halkla ilişkilerin bu süreçte nerede olduğuna bakacak olursak; şirketlerin imaj ve itibarından, stratejik iletişim yönetimine, çalışan aidiyetinden, marka değerine kadar pek çok unsuru yönetirken; sürdürülebilirlik kapsamında da etkin rol oynadığını söyleyebiliriz.
Günümüzde sürdürülebilirlik iletişimi artık tek boyutlu değildir. İklim değişikliği, kaynak verimliliği, atık yönetimi gibi farklı konu başlıklarında çalışma yapıp davranış değişikliği oluşturmaya çalışan pek çok kurum ve kuruluş mevcuttur. Şirketler bu süreçte tüketicileri de değişimin ve dönüşümün bir parçası olmaya motive etmektedir. Bunun sonucunda şirket ürünlerini değiştirmeye çalışırken, tüketicilerde şirketin bu ürünlerine karşı tutum ve davranışlarını değiştiriyor olacaktır. Karşılıklı gelişen bu iletişim neticesinde daha yeşil ürünler piyasada yerini alacaktır.
Bu minvalde iletişim departmanlarının isimleri de değişime adapte olacak şekilde Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Departmanları şeklinde güncellenmeye başlamıştır.
Yapılacak olan sürdürülebilirlik iletişimini etkili bir şekilde yönetmek için şirketlerin kendi coğrafyalarında ekonomik, sosyal ve çevresel konu başlıklarında değer yaratma mekanizması kurması gerekmektedir. Bu kapsamda da uygulama süreçlerinde paydaş analizi ve analiz sonucuna göre paydaş iletişimi yapmak önemli hale gelmektedir.
Sürdürülebilirlik iletişimine önem vermeyen şirketlerin itibar riski ile de karşı karşıya kalma ihtimalleri oldukça yüksektir. İtibari riski şirketlerin toplumsal saygınlığını kaybetmesine, ürün ve hizmetlerine olan talebin azalmasına, yatırımcılar ve kredi veren kuruluşlar nezdinde güvenin düşmesine ve rekabet gücünün olumsuz yönde etkilenmesine sebebiyet verebilir.
Hızlı değişim içinde olduğumuz bugünlerde şirketlerin sürdürülebilirliği rekabet gücünü artırması veya sadece ana faaliyetlerini yerine getirmesinden daha çok artık iç ve dış paydaşların beklentilerini ne ölçüde karşıladığı ile doğrudan bağlantılıdır. Bu kapsamda da şirketlerin kurumsal sürdürülebilirlik uygulamaları önümüzdeki günlerde daha da önem kazanarak paydaş bağlılığını artırmada ön plana çıkıyor olacaktır.
