Umut Çelik / Business World Global Yazı İşleri Müdürü
Olimpiyat açılışı diye televizyonun karşısına geçtik; sanatsal, sportif etkinlikler izlemeyi beklerken kötücül atmosferi olan, cinselliğin ön planda olduğu, inanç yergisi yapılan rahatsız edici şovlar izledik. Olimpiyat gibi kültürel birleştirici faaliyetler herhangi bir kimliğin propaganda aracı hâline getirilip ayrıştırmaya hizmet edemez.
Orası tam olarak evrensel değerlerin sahnesi olmalıydı, cinsel yönelimler bu değerlerden biri değil; fazla kişisel. Görünüşü bozulmuş absürt tipler modernliği değil sağlıksızlığı çağrıştırıyor. Deforme garip tipleri beğenmeyi entelektüellik sanmaya, aksini ifade edenleri gerici olarak yaftalamaya gerek yok.
Çünkü bu tören, ne kadar kötü olduğuna dair hem hristiyan hem müslümanların üzerinde uzlaşabildiği sayılı konulardan biri olmuştur.
Paris’in sanatın, politik akımların dünyaya yayıldığı yer olduğunu empoze ettiler. Her şey Paris’ten başlar gibi bir şey duymuş ya da okumuştum bunu toplu bir paket haline sundular. Fransızlardaki aykırılık 70’lerdeki sinemasında da vardı, edebiyatında zaten hep vardı. Tam Fransız işi olmuş.
Türkiye gibi Orta Doğulu lümpen batıcıların çokça bulunduğu yerlerde batılıların her yaptığı işte bir keramet arayanlar az değil. Fransızlar bunların evine sıçsa bunlar medeniyet abidesi olarak vitrinlerine kaldırırlar.
Fransa’daki olimpiyat açılış töreni bir kez daha göstermiştir ki Avrupa gerçekten yozlaşmış sapkın bir topluluktur. Avrupa’ya yaranmayı bırakalım. Onlar mağribli kaçkınlarıyla birlikte kendi pislikerinde boğulsunlar.
Antik Yunan’da olimpiyatlar farklı cinsel tercihi olan ucubelerin toplanması amacıyla yapılmıyor, spor ve toplantı amacıyla yapılıyordu diye biliyorum. Hz. İsa’yı bile trans yapacaklarmış utanmasalar.
Netflix’in sahibi Paris 2024’ü izlerken evinde dört köşe olmuştur, binlerce cinsel temalı belgesel ve dizi yapacak malzeme çıktı.
2000 senelik olimpiyatların açılış töreni, insanlığın kapanış töreni olmuştur.