Covid-19 şirketlerin kriz yönetimi ve kontrol zayıflıklarını vuruyor.
KPMG Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı, Usulsüzlük Önleme, İnceleme, Ticari Uyuşmazlık ve Uyum Bölümü Lideri İdil Gürdil, salgının etkisiyle şirketlerdeki yolsuzluk vakalarında ciddi artış beklendiğini söyledi. Gürdil, “Yönetimlerin şirket faaliyetlerine konsantre olması, zaten finansal baskılar yüzünden bunalmış ve suistimal gerçekleştirme niyetinde olan kişiler için fırsat yaratıyor” dedi.
Koronavirüs şirketlerdeki suistimalleri arttırıyor. KPMG Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı, Usulsüzlük Önleme, İnceleme, Ticari Uyuşmazlık ve Uyum Bölümü Lideri İdil Gürdil Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Birliği’nin (ACFE) Nisan-Mayıs 2020 arasında yaptığı araştırmaya göre, yılık ilk beş ayında suistimal seviyelerinde yüzde 68 oranında artış yaşandığını söyledi. Buna göre ankete katılanların yüzde 93’ü önümüzdeki bir yıl içinde suistimal vakalarında artış beklediklerini ifade etti.
Gürdil, “ACFE’ye göre dünyada şirketler her yıl gelirlerinin yüzde 5’ini suistimal nedeniyle kaybediyor. Covid-19 salgını sonucunda ortaya çıkan ekonomik durgunluk bu bilançoyu daha da ağırlaştıracak.Önümüzdeki aylarda yolsuzluk vakalarında rekor derecede ciddi bir artış yaşanabilir” dedi.
ACFE’nin gerçekleştirdiği anketin, bu artışın sinyalini verdiğini vurgulayan Gürdil, şunları söyledi; “Ankete katılan şirket temsilcilerine, küresel salgının suistimal düzeyini nasıl etkilediği soruldu.Mayıs 2020 itibarıyla, ankete katılanların yüzde 68’i suistimal seviyelerinde artış yaşadığını veya gözlediğini söyledi. Katılımcıların dörtte biri ise gözlenen artışın ‘önemli derecede’ olduğunu belirtti.Ankete katılanların neredeyse tamamı (yüzde 93) Mayıs 2021’e kadar suistimal oranlarında artış öngördüklerini ifade etti.”
Gürdil, bu beklentinin nedenini şöyle açıkladı; “Yaşadığımız süreçte şirketler zorlukların günlük iş rutinleri üzerindeki etkilerini asgari düzeye indirmek için şirket faaliyetlerinin devam etmesine odaklanmış durumdalar. Yönetimlerin şirket faaliyetlerine konsantre olması, zaten finansal baskılar yüzünden bunalmış ve suistimal gerçekleştirme niyetinde olan kişiler için fırsat yaratıyor. İş süreçlerindeki zayıf noktalar gözden kaçırılabiliyor. Örneğin, içinde bulunduğumuz koşullarda küresel ölçekte milyonlarca şirket ve çalışan sanal çalışma ortamına hızla uyum sağladı. Anlaşma ve toplantılar telefonla ve e-posta ile yapılıyor. Bu durum siber saldırı, kimlik avı ve veri ihlali riskini oldukça yükseltiyor.
Diğer yandan, ekonomik zorluklarla mücadelede, çalışanlarına ücretli/ücretsiz izin vermeyi seçen şirketlerin sayısı da oldukça fazla. Fakat bu sefer de personel sayısını azaltan şirketler, ister istemez kontrollerini zayıflatıp hem iç hem de dış suistimal saldırılarına kapı aralıyor. Halen yürütülen süreçlere ilişkin kontrollerin yeni dönemde kurgulanan süreçlere adapte edilmesi ise çoğunlukla yetersiz olabiliyor.” Gürdil, bu dönemde suistimalleri önlemek için şirketlerin kriz yönetimini dikkatle sürdürmeleri kadar çalışanların üzerindeki baskıyı da azaltmaya özen göstermeleri gerektiğini kaydetti.