1. Haberler
  2. EKONOMİ
  3. “Değişim ve dönüşüm hayatımızın merkezinde olmalı”

“Değişim ve dönüşüm hayatımızın merkezinde olmalı”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Efe Gökçe / efe@businessworldglobal.com

Merck Group Türkiye Genel Müdürü Şehram Zayer ile ‘Girişimciye Mektup’ kitabını ele aldık. Zayer’in 27 yıllık iş hayatı deneyimlerinden yararlanarak hazırlanan kitap, özellikle gençlere yeni bakış açıları kazandırmayı hedefliyor.

1970 yılında Tahran İran’da doğan Şehram Zayer, 1980’lerin başında ailece İstanbul Kadıköy’e yerleşti. Çocukluğunda, derslerinde çalışkan bir yandan da gezmeyi ve seyahat etmeyi seven biri olduğunu aktaran Zayer, Kadıköy ve İstanbul’un 80’lerden günümüze kadarki tüm değişimine tanıklık ettiğini söyleyerek sözlerine başlıyor.

İş hayatınıza nasıl başladınız?

Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Profesyonel iş yaşamına 1995 yılında BDO Denet firmasında denetim ve danışmanlık alanında başladım, uzun yıllar sağlık sektöründe yöneticilik yaptım. 1998-2003 arasında Johnson & Johnson Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölgeleri ve daha sonra 2003-2006 yılları arasında Siemens Health Care (Dade Behring) firmalarında finans alanında çoğu CFO olmak üzere çeşitli yöneticilik görevlerinde bulundum. Ayrıca Institute Management Accountant (Yönetim Muhasebesi Enstitüsü) İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi ve AIFD’de de (Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği) Yönetim Kurulu üyesiyim. 2006-2014 yılları arasında Merck Group Türkiye’de CFO olarak görev yaptım. 2014 yılı sonundan itibaren de şirketin Genel Müdürlüğü’nü yürütmekteyim.

Kariyerinizde kilit nokta olarak gördüğünüz, “Başarı hikayem böyle başlamıştır” dediğiniz durum nedir?

Bence başarıyı tek bir duruma ya da koşula bağlamak doğru ya da adil olmaz çünkü bence başarı birçok faktörün birleşmesiyle ortaya çıkar.  Benim başarı hikayemi de oluşturan birçok faktör oldu. Örneğin; Boğaziçi gibi köklü bir üniversitede İşletme bölümünden mezun olmam, uzun vadeli plan yapmam, çalışkan ve sorumluluk sahibi olmam, çalıştığım kurumları detaylı şekilde incelemem ve köklü kurumları tercih etmem. Bunların dışında sürekli kendimi geliştirmem ve uzun vadede koşullara göre strateji değişikliği yapabilmem ve hatta yenilgiden hiçbir zaman korkmadan, aksine bu yenilgileri zamanla kendi tecrübemin bir parçası haline getirmem. Tüm bu saydıklarım başarı etkenlerimdi.

Orhan Pamuk “Yeni Hayat” kitabında, “Bir gün bir kitap okudum ve hayatım değişti” der. Ben iş hayatı için böyle sihirli bir cümle kurmayı doğru bulmuyorum, iş hayatı 100 metre koşusundan çok, bir maraton. Bugün yenilgi olarak gördüğünüz şey, yarın çok kıymetli bir tecrübe haline dönüşebilir.

1997 yılı sonunda Denetim ve Danışmanlık sektöründen ayrılmaya karar verdiğimde, büyük yerel bir medya şirketinin yöneticisi beni kahve içmeye davet etmişti ve ben de bir arkadaşımın hatırı için davete icabet etmiştim. Görüşmemizde bana kendi çalıştığım firmada kazandığımın altı katı gibi bir ücret teklif edildi. Biraz düşündükten sonra nazikçe teklifi reddettim ve uluslararası büyük bir şirkette bu teklifin çok altında bir ücretle çalışmaya başladım. Geriye dönüp baktığım zaman bu kararımdan memnunum çünkü bu şirkette çalışmak ve orada öğrendiklerim gelecek yıllardaki başarılarımın altyapısına katkı sağladı. Elbette buna şans diyemeyiz zira çok ince eleyip sık dokumuştum.

İşinizde riskli dönemlerde neler yaşadınız ve krizi fırsata çevirmek için neler yaptınız?

Uluslararası bir firma olarak bizi pandemiden daha çok ekonomik dengeler ve kur mücadelesi etkilese de, tüm bu zorluklara rağmen büyümeye devam ettik.  Her geçen gün hayatımıza daha çok giren bilim ve teknoloji, pek çok sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzün de geleceğini şekillendirmeye başladı. Artık bilgisayarımızın ve internet bağlantısının olduğu her yeri ofis olarak kullanma çevikliğine sahip olduk.  Önemli olan işlerin aksamadan yürümesi. Şirketlerin sürdürülebilirliği açısından maliyet-fayda analizi kilit öneme sahip. O nedenle, bu teknolojik dönüşümün olması kaçınılmazdı ancak pandemi süreci bunu hızlandırdı.

Değişim ve Dönüşüm yönetimi konusunda çok deneyimlisiniz, bu konuda bakış açınız nasıl?

Charles Darwin’in şu sözünü çok seviyorum; “Koşullar değiştiğinde en güçlü olan değil, değişime en hızlı şekilde adapte olan hayatta kalır”. Dünya değişiyor. Buradaki temel soru niye değişiyoruz, niye dönüşüyoruz; bir değer yaratmak için. Çünkü koşullar değişiyor. Rekabet, teknoloji, içinde bulunduğumuz ortam sürekli değişim halinde o yüzden değişim ve dönüşüm her zaman içimizde ve çalışmalarımızın merkezinde olmalı.

Değişim ve dönüşüm konusunda benim bakış açım; bir şeyi sırf trend oldu diye yapmak yerine size katacağı değere ve paydaşlarınıza sunacaklarınıza bakmak lazım.  Bu konunun başka bir boyutu daha var o da şu ki; Çalışanların da bunu benimsemesi lazım ve bunun faydalı olduğuna onları inandırmanız lazım. Yani kültüre oturtmanız lazım. Ancak bu şekilde dönüşüm başarılı bir şekilde gerçekleşebilir.

Girişimciye Mektup adlı bir kitabınız var. Kitap fikri nereden çıktı?

Aslında uzun zamandır yazmayı planladığım bir kitaptı bu. Girişimcilere ve finans kökenli olmayan profesyonellere katkıda bulunmak amacıyla, 27 yıllık çalışma hayatımdan harmanladığım bilgi ve tavsiyeleri bir kitapta toplamaya karar verdim. “Girişimciye Mektup” isimli kitabımı, işletmelerin uzun vadede başarılı olmalarına katkı sağlamak amacıyla kaleme aldım.  Kitapta, pandemi döneminde şirketlerin bilim, inovasyon ve yeni durumlara adaptasyonu konusunda destekleyici bilgilerin yanı sıra finansal okuryazarlık konusunda da tavsiyeler vermeye çalıştım. Kitabın tüm gelirini üniversite öğrencilerine burs olarak bağışlayarak topluma ve bilime katkı sağlamayı amaçladım.

Başta gençlere, sonrasında sizin gibi başarılı olmak isteyenlere tavsiyeniz nelerdir?

Gençlere kariyer yolculuklarıyla ilgili birkaç öneri ve tavsiye de bulunmam gerekirse şunları söylemek isterim: Rekabet, teknoloji, içinde bulunduğumuz ortam sürekli değişim halinde. Gençlere tavsiyem, bu değişime ayak uydurmaktan daha öte, değişimin öncüsü olmak için kafa yormaları. Öte yandan, bilimsel merak duygusu, güncel yenilik ve gelişmeleri takip etmek kilit önem taşıyor.

Dünya değişiyor. Hepimiz bir değer yaratabilmek için her gün değişiyoruz, dönüşüyoruz.  Artık Dünyanın her yerine bağlanıp, canlı toplantılar gerçekleştirmek mümkün. Bu çalışma modeli, sorumluluk almayı, işini sahiplenmeyi ve kişisel disiplini çok önemli kıldı. Dolayısıyla, iş dünyası da “Resilience” – “Kişisel Dayanıklılık” ve “Accountability” – “Kendi sorumluluklarını üstlenerek hesap verebilirlik” gibi yetkinlikleri daha fazla vurgular oldu. Gençler bu bilinçle çalışmalı. Kariyer gelişimleri için karşılarına yeni fırsatlar çıktığında, yetkinlikler, bilgi birikimi ve değerler seti olarak bunlara hazır olmaları çok önemli. Gençlere motivasyonlarını yüksek tutmalarını, sabırla ve azimle denemeye, öğrenmeye açık olmalarını tavsiye ediyorum.

Benim ilkelerime göre, her şeyi içinde bulunduğumuz toplum veya eko-sistemle beraber başarmak ve büyümek daha kıymetli. Bunu her zaman akıllarının bir köşesinde bulundurmalılar. Bir diğer tavsiyem şu olabilir: Asla “asla”larınız olmasın, değişen koşullara göre farklı kararlar vermek son derece doğaldır ve olması gereken budur.

 

 

0
mutlu
Mutlu
0
kahkaha
Kahkaha
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
susuyorum
Susuyorum
0
_zg_n
Üzgün
0
a_l_yorum
Ağlıyorum
0
sinirli
Sinirli
0
alk_
Alkış
0
be_enmedim
Beğenmedim
“Değişim ve dönüşüm hayatımızın merkezinde olmalı”
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Business World Global ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin