İletişim alanındaki buluşların en önemlisi şüphesiz Gutenberg’in 15. yüzyılda bulduğu matbaadır. Buharla haberleşilen çağlardan bugünlere dek iletişim yeryüzünün doğasında var olan vazgeçilmez bir olgu olmuştur. Bu kavramın evriliş sürecini ve bugün toplumda kullanılan anlamını sektör paydaşları olarak hepimiz biliyoruz. Peki dijital iletişim bir başka deyişle elektronik iletişim küresel anlamda neleri ön plana çıkardı? İşte tam da bu sorunun cevabını aramak için bu satırları oluşturuyorum.
Pazarlama gurusu Martin Lindstrom; “İnteraktif ve talepkar olan bu çocuklar, dünyaya evlerinin pencerelerinden değil, bilgisayarlarının monitörlerinden bakıyor.” dediğinde ne de haklıymış. Hiper dönüşümden geçtiğimiz bir atmosferdeyiz. Erişim hızı hiç olmadığı kadar alışıldık ve yeni nesil seçimler bizi farklı olmaya itiyor.
Steve Jobs; “Yaratıcılık bağlantı kurmaktır.” demişti muhtemeldir ki iletişimsel algoritmaların güçlendirilmesini savunmuş ve öne sürmüştür. Online kuşak içinde bilhassa kurumları, insani değerleri ve hedef kitleyi anlamanın ötesine geçip sistem okuyucu olmayı öğrenmeliyiz. Buradaki temel kuram ise enformatik rutin. Elbette olası ve mevcut belirsizlikleri yok etmek mümkün değil. Ancak bilgi ekosisteminde bu kaotikliği yapay zeka uygulamalarıyla kısıtlayabiliriz ve bu yolda süratle devam etmeliyiz.
Pandemi sonrası meydana gelen devrimi iyi anlamak gerektiğine inanıyorum. Doğru enerji ile değişime yatırım yapmak küresel oyuncu olmanın birinci koşuludur. Bu fırsatı ıskalamadan, ileteşerek iyileşelim. Sınır tanımayan iletişim bilimi bize daha ne uyaranlar gönderecek kim bilir!
Merve Talay / KİD / UYAD Üyesi
