Siyasi çekişmeler, seçim dalgalanmaları, bir aşağı bir yukarı seyreden döviz kuru ve beraberinde ekonomik zayıflama tüm sektörleri zorlu bir sürece getirdi. % 50 oranında daralmaların yaşandığı iç piyasada, firmalar bitme noktasına gelen iç talep pazarının verdiği zararı ihracat ile kapatma yoluna gitti. Aslında ekonomik daralma yaşanmadan çok daha önce yapılması gerekiyordu bu ihracat sıçramalarının. Üreticilerimiz iç piyasaya sattığı ürünlerinden elde ettiği karı kendince yeterli görerek, yurt dışına açılmayı bir risk olarak görüyordu. Ne zaman ki iç piyasa da yaşanan daralmalar ciddi boyutlara geldi, işte o zaman bu firmalar yurt dışına açılmada yaşadığı tedirginlik, müşteri bulamama kaygısı, ihracat hakkında yeterli bilgi ve birikime sahip olamaması ve güvenirlik gibi konuların üstesinden gelerek ihracata yöneldiler. Eminim şu an ihracat yapmaya başlayan birçok firma, “biz neden ihracat konusunda bu kadar geç kaldık?” sorusunu kendilerine soruyorlardır.
Ticaret, sadece ürün üretip satmak değildir. Ticaret, özellikle de her geçen yıl büyüme hedefi olan firmalar için bir şehir, bir ülke veya bir coğrafya ile sınırlı olmamak demektir. Ticaret denildiğinde, global olarak düşünmeli, tüm dünya insanlarının birer tüketici olduğu varsayılarak, o insanlara ulaşmak için tüm gereklilikleri yerine getirmek gerekmektedir. Yurt dışı ticaret esnasında risk faktörü var, evet olabilir.
Fakat bir söz vardır “En büyük risk, riske atılmamaktır”, işte bu sözü iş hayatımıza uygulayarak emin adımlarla ilerlemek, büyümek isteyen, hedefleri olan firmalar için başarının bir anahtarı olacaktır.
Son yıllarda ülkemize döviz girdisi sağlamak, ihracat rakamlarını ithalat rakamlarının üzerine çıkarmak adına çok başarılı çalışmalar yapılmaktadır. TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) özellikle son yıllarda ülke kalkınmasında çok konuşulan bir kurum halini aldı. Yaptıkları çalışmalar, ülkemiz ürünlerinin dünya pazarında tanıtılması, ihracat yapmak isteyen firmalara kolaylıklar, bilgi, eğitim vb. girişimlerle ülkeye çok fayda sağladılar. Buradan TİM başkanı Sn. İsmail Gülle ve yöneticilerini kutluyorum. Bir makamda sadece orayı işgal etmek değil, bulunduğun makamın gerektirdiği çalışkanlık ve performansı göstermektir asıl vatanseverlik. Gerek ülkemiz sanayicileri, gerek STK’larımız ve gerekse devlet büyüklerimizin bir araya gelerek yapacakları planlamalar ve ekonomik düzenlemelerle, bu sıkıntılı günlerimizi daha çabuk atlatacağımızı umuyorum.
