Umut Çelik / Business World Global Yazı İşleri Müdürü
Her şey bir kelimeyle başlar. Bazen bir yolculuğun, bazen bir fikrin, bazen de bir dönüşümün adı olur o kelime. “Novo”… Portekizce’de “yeniden başlamak” anlamına geliyor.
Ama Novo Şirketler Grubu için bu sadece bir çeviri değil, aynı zamanda bir ilham kaynağı. Novo Şirketler Yönetim Kurulu Başkanı Aytuğ Dikbaşer ile yaptığımız sohbette, bu kelimenin bir vizyona, bir inanca ve çok yönlü bir stratejiye dönüştüğünü gördüm.
“Her projemizin temelinde aslında yeniden başlamaya duyulan bir ihtiyaç yatıyor,” diyor Dikbaşer. “İnsanlar yalnızca ev değil, umut arıyor. Biz onlara sadece dört duvar değil, yeni bir yaşam hayali sunuyoruz.”
Bu sözler, grubun sadece gayrimenkul geliştirmediğini, aynı zamanda yeni bir yaşam biçimi sunduğunu gösteriyor. 13 yıl önce temelleri atılan Novo, bugün gayrimenkul sektöründe farklı bir yerde duruyor. İstanbul Anadolu Yakası’nda 2024 ciro şampiyonu olmaları da bunun en somut göstergesi.
Ama bu başarı ne tesadüf ne de salt ekonomik bir hamle. Arkasında stratejik düşünce, toplumsal ihtiyaçlara duyarlılık ve sektöre yön verecek bir vizyon var.
Yeni nesil konut anlayışı: küçük daireler, büyük etki
Dikbaşer, günümüzün konut ihtiyacını klasik modellerle çözmenin artık mümkün olmadığını söylüyor. “Bugün beyaz yakalı genç profesyoneller ya da orta gelirli bireyler için büyük metrekareli dairelerin ulaşılamaz hale geldiğini görüyoruz. Bu noktada bizim çözümümüz; kompakt, erişilebilir, fonksiyonel yaşam alanları üretmek oldu.”
Bu yeni nesil konut modeli, sadece mimari değil, aynı zamanda ekonomik bir açılım da sunuyor. Yüksek kâr hedeflemeyen ama sürdürülebilir satış hacmiyle büyüyen bir modelle sektöre yeni bir soluk getirdiklerini vurguluyor. Satışların %70-80’inin doğrudan alıcının katkısıyla yapılması, hem talebi hem de erişimi dengeliyor.
İstanbul’dan öte: Yeni cazibe merkezleri
“İstanbul’un artık orta gelirli vatandaş için bir hayal olmaktan öteye geçemediğini görmek zorundayız,” diyen Dikbaşer, tersine göçün başladığını ve bunun daha da artacağını söylüyor. “Çanakkale, Yalova, Kocaeli, Bursa gibi şehirlerde gerçek anlamda yaşam kalitesi sunan projeler geliştiriyoruz. İnsanlar artık sadece ev değil, nefes alabilecekleri alanlar istiyor.”
Örneğin, Yalova Çiftlikköy’deki Novo Park 2 projesi, Osman Gazi Köprüsü’ne 15 dakika mesafede. Bölgeye yapılacak organize sanayi yatırımları, üniversite taşınmaları ve yeni otel projeleriyle birlikte sadece bugünün değil, yarının da yatırım yıldızlarından biri olacak gibi görünüyor.
Aynı şekilde Kocaeli Başiskele’deki Novo Park 4, doğayla iç içe bir yaşam vadederken, sanayi ve lojistik merkezlerine olan yakınlığıyla yatırımcılara da hitap ediyor. “Başiskele’de son 5 yılda %1326’lık fiyat artışı yaşandı. Bu veri bile aslında ne kadar doğru konumlandığımızı gösteriyor,” diye ekliyor Dikbaşer.
Yatırımcıya yeni bir dil: Sessiz lüks ve anlamlı mimari
Dikbaşer, tüketici davranışlarının da değiştiğine dikkat çekiyor. “Artık insanlar şatafatlı değil; sade, doğal, ulaşılabilir ama kaliteli yaşam alanları arıyor. Biz buna ‘sessiz lüks’ diyoruz. Betonarme kalabalıklar değil, toprağa basabildiğiniz, nefes alabildiğiniz alanlar inşa ediyoruz.”
Bu yaklaşımla, 1+0, 1+1 ve 2+1 gibi küçük metrekareli ama kullanışlı daireler geliştiriyorlar. Ayrıca alçak katlı, yatay mimariye sahip projelerle toprakla ilişkiyi koparmayan, aidiyet hissi yüksek yerleşimler inşa ediyorlar.
Uluslararası sahne: Fuarlarla küresel açılım
Yerli yatırımcı kadar, yabancı yatırımcıyı da hedefleyen Novo, 17-18 Mayıs’ta düzenlenecek 17. Gayrimenkul Projeleri Yatırım Fuarı ve Zirvesi’nde yer alacak. Körfez ülkelerinden MENA ve Hazar bölgesine kadar geniş bir coğrafyadan yatırımcıyı ağırlamayı planlıyorlar.
“Yabancı yatırımcının beklentisi değişti. Artık kısa vadeli kira getirisi değil, güvenli ve uzun vadeli bir yaşam hayali arıyorlar. Biz bu talepleri çok yakından analiz ediyoruz,” diyen Dikbaşer, uluslararası pazarda da doğru stratejiyle ilerlemenin önemini vurguluyor.
Gelecek: Lapseki’den İzmir’e yeni başlangıçlar
Novo’nun radarında şimdiden yeni projeler var: Lapseki, Balıkesir, İzmir ve İstanbul’un dönüşüm vadeden bölgeleri. Dikbaşer’e göre; “Bir projeye başlamadan önce sadece bugünü değil, 5 yıl, 10 yıl sonrasını da analiz ediyoruz. Lokasyon seçimini duygusal değil, veriye dayalı yapıyoruz. Ve elbette o bölgenin insanına ne kattığımızı da sorguluyoruz.”
Kısacası, Novo bir inşa firması değil, bir yaşam tasarımcısı. Beton değil değer üretiyor, daire değil yaşam alanı sunuyor, kar değil vizyon büyütüyor.




