Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği (YENADER) Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında birçok OECD üyesinden iyi durumda olduğu, dünyada 12. sırada Avrupa’da ise 6. sırada yer aldığı bilgisini verdi.
Alkin, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin rüzgar, güneş, jeotermal, biyokütle, hidroelektrik başta olmak üzere, yenilenebilir enerji imkanlarıyla ilgili olağanüstü kapasitesi, potansiyeli söz konusu. Yerli ve milli teknoloji üreten bir ülke olarak yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarını yoğun bir şekilde sürdürmesi halinde, Türkiye, bu noktada dünyanın en iddialı ve şanslı ülkelerinden birisi olacak. Türkiye’nin 2030 yılına yönelik, önümüzdeki 8 yılı çok iyi değerlendirme hedefi var. Bu konudaki atılımlar da dünyada büyük bir ilgiyle karşılanıyor. Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankasından elde edilmiş 3 milyar avronun üzerinde kaynak başta olmak üzere, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin bu alanda dünyanın en cazip ülkelerden biri olduğu gerçeğinden hareketle, uluslararası finans kurumları Türkiye’ye bu konuda seve seve çok ciddi kaynak kullandırmak isteyeceklerdir.”
TÜRKİYE’NİN BULUNDUĞU NOKTA SON DERECE AVANTAJLI
Türkiye’nin yenilenebilir enerji konusunda bir cazibe merkezi ve küresel ısınma noktasında dünyaya en önemli katkıyı sağlayan ülkelerden biri olduğunu belirten Alkin, dünyada en çok karbon salan iki ülke olan Çin ve ABD’nin, dünya ticaretindeki paylarından daha fazla karbon salımı gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek “Türkiye dünya gayri safi yurt içi hasılasında da küresel karbon salımında da yüzde bir civarında neredeyse birbirine eşit payı olan bir ülke. Dünyanın birçok önde gelen ekonomisiyle karşılaştırıldığında, biz, havaya oldukça düşük düzeyde karbon salarak küresel sisteme mal ve hizmet üreten bir ekonomiyiz. Bu açıdan zaten olduğumuz nokta son derece avantajlı. Güneş, rüzgar, jeotermal, hidroelektrik, biyokütle gibi yenilenebilir enerjide kapasite imkanlarımızı güçlendirerek bu iddiamızı sürdürmek en önemli hedefimiz.” ifadelerini kullandı.
ENERJİ İTHALAT FATURASINI DA YARI YARIYA AZALTMIŞ OLACAĞIZ
Rusya-Ukrayna savaşı sonrası enerjide verimliliğinin dünyada ve Türkiye’de artık vazgeçilmez olduğunu ve bu konuda çok ciddi çalışmalar yürütüldüğünü anlatan Alkin, şunları kaydetti:
“Birçok ülke savaşın ortaya koyduğu temel gerçekler ışığında mümkün olduğu kadar enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak istiyor. Enerji verimliliğinin en önemli sac ayaklarından birini enerji tasarrufu oluşturuyor. Dünyanın doğal gazla olan beraberliği 2070’e kadar devam edecek. Peki doğal gazın verimliliğini nasıl arttırabilirsiniz? Doğal gazla hidrojeni karıştırarak. Doğal gazın içerisine yapacağınız yüzde 25’lik hidrojen katkısı bile doğal gazın verimliliğini yüzde 50 artırıyor. Bunun dışında binaların yalıtımı çok önemli. Rusya-Ukrayna savaşından sonra başta İskandinav ülkeleri ve Hollanda olmak üzere birçok ülke özellikle binaların yalıtımıyla ilgili yeni projeler, yeni modeller oluşturmaya başladı. Türkiye’nin de hiç ara vermeksizin mutlaka binalardaki enerji verimliliğini, yalıtımla devam ettirmesi gerekiyor. Bütün ülkeyi, 23 milyon bağımsız üniteyi, yalıtımla, enerji verimliliği konusunda mükemmel bir noktaya getirirsek, Türkiye’nin enerji ithalat faturasını da yarı yarıya azaltmış olacağız.”



