Umut Çelik / Business World Global Yazı İşleri Müdürü

İstanbul’da sancıları arttığı için hastaneye giden 35 haftalık hamile kadın geçen hafta metrobüste doğum yaptı. Esenyurt’ta oturan hamile Hanife Mete, sabah saatlerinde doğum sancılarının artması üzerine eşi Cemal Mete ile hastaneye gitmek için taksi aradı. Taksi bulamayan çift, hastaneye ulaşımın daha hızlı olacağını düşünerek saat 08.30’da metrobüse bindi. Metrobüste Hanife Mete’nin doğum sancılarının artması üzerine İETT şoförü, komuta ve sağlık ekiplerini bilgilendirdi. Küçükçekmece Cennet Mahallesi mevkisinde metrobüs aracı park alanına geçirildi, yolcular başka bir araca alındı. Genç kadın, eşi Cemal Mete’nin yardımıyla doğumunu gerçekleştirdi. Metrobüste doğan Yılmaz isimli bebek, İBB tarafından verilecek İstanbulkart ile şehirdeki toplu taşımadan ömür boyu ücretsiz olarak faydalanacak.

Ancak, İstanbul’da doğan diğer bebekler bu kadar şanslı değildi.

Türkiye, 12 bebeğin ölümüne neden olan ve İstanbul’da patlak veren yenidoğan çetesi skandalıyla sarsıldı. Yenidoğan çetesi olayı, Türkiye gündemine oturdu. 22’si tutuklu 47 şüpheli hakkında hazırlanan 494 sayfalık iddianame tamamlandı. Hazırlanan iddianamede hastaneler, doktorlar ve telefon kayıtları yer aldı. Yenidoğan çetesine ilişkin iddianamede 21 şüpheli bebek ölümlerinden sorumlu tutuldu.

Bu alçak yaratıklar hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarını sağlayarak SGK’den yüksek ücret tahsil etmiş, bazı hasta yakınlarından fazladan para alınarak maddi çıkar elde etmiş ve karın çoğunluğu sağlık çalışanı olan örgüt üyeleriyle paylaşılmış. Olaya karışan 10 hastanenin ruhsatları iptal edildi.

Bu hastanelerin gelirleri geriye yönelik olarak incelenmeli. Sağlık Bakanlığı duymazdan görmezden geliyor. MASAK ve emniyet özel ekiplerle üzerine gitmeli. Türkiye’nin her yerinden bize bile yüzlerce ihbar yağıyor. Sadece bebekler değil özellikle yaşlılar için de benzer yöntemler kullanılmış.

Devletin acilen tüm özel hastaneleri kamulaştırması gerekiyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlıkta yaptığı devrimler, özel hastaneler eliyle gölgeleniyor.

Özel hastane de olmaz. Bunların alınıp satılabilmesi demek, sizin hayatınızın alınıp satılabilmesi demektir. Hayatın alınıp satılabildiği yerde de her türlü vahşet, suç olur.

Özel hastanelerin arka planında ise “Ölse de yatak boşalsa”, “bu ay şu kadar ameliyat yapmalıyız” gibi hesaplar dönüyor. İlla çete kurup insanları bilinçli olarak öldürmelerine veya dolandırmalarına gerek yok, özel hastane bir ticarethanedir ve ticarethanelerde bu hesapların yapılması doğası gereğidir.

Parası olanın özel hastane açabilmesinin yanlış olduğunu anlamak için, bu kadar bebeğin ölmesi mi gerekiyordu?

Zaten özel hastane sahibi olan birinin Sağlık Bakanı olduğu bir sistemde o hastaneyi kim denetleyebilir!