Umut Çelik / Business World Global Yazı İşleri Müdürü
Barınma hakkı, modern toplumların temel direklerinden biri. Ancak bu hak, günümüzde birçok insan için ulaşılamaz bir ayrıcalığa dönüşmüş durumda. Artan konut fiyatları, azalan arz, düşen alım gücü ve yetersiz kredi olanakları… Bu tablo karşısında, sektör içinde yenilikçi bir çözüm geliştiren firmalar nadir. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’daki basın buluşmasında tanıştığım arsaVev ve Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Öztürk, işte bu nadir örneklerden biri olarak dikkatimi çekti.
Arsa satarak konut sahibi yapan bir model mi? Üstelik sosyal faydayı, kadın sporunu ve dijital bağış platformlarını da kapsayan bir vizyonla mı? Gelin birlikte bu modeli daha yakından inceleyelim.
“Barınmak Temel Bir Haktır, Lüks Değil”
Sohbetimizde Öztürk’ün en çok üzerinde durduğu konulardan biri konuta erişimin zorlaşmasıydı. Kendisi bunu yalnızca bir piyasa dinamiği olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir problem olarak görüyor:
“Nüfus artıyor, kırsaldan kente göç sürüyor, doğal afetler yaşanıyor… Fakat konut üretimi bu hıza yetişemiyor. Yeni evler yapılmıyor değil; yapılıyor ama satın alınamıyor. Çünkü maliyetler yüksek, krediler sınırlı. İnsanlar temel bir ihtiyaç olan barınma konusunda çaresiz kalıyor.”
Tam da bu noktada devreye arsaVev’in geliştirdiği Konut Getirili Arsa Modeli giriyor. Öztürk bu modeli şu sözlerle özetliyor:
“Arsayı alıyorlar, ama öyle herhangi bir arsa değil. Biz yatırımcılarımıza en iyi fiyata, en stratejik lokasyonda, imar planı netleşmiş, geleceği öngörülebilir arsalar sunuyoruz. Sonra da bu arsaları kat karşılığı ya da bireysel inşa yoluyla konuta dönüştürme sürecinde onların yanındayız. Ortaya çıkan sonuç, hem ekonomik hem sürdürülebilir bir konut çözümü.”
Rekorlarla Gelen Güçlü Bir Yıl
arsaVev, bu yılın ilk 6 ayında 1.164 arsa satışıyla rekor kırmış durumda. Bu performansın tesadüf olmadığını söyleyen Öztürk, başarıyı şöyle açıklıyor:
“Biz insanların neye ihtiyaç duyduğunu iyi analiz ettik. Sadece gayrimenkul satmıyoruz, bir yaşam alanı öneriyoruz. Bu nedenle projelerimizin hepsi lokasyon açısından güçlü, doğayla iç içe ve aynı zamanda şehir merkezlerine yakın.”
Şirketin odaklandığı bölgeler arasında İzmir, Balıkesir, Yalova, Ankara ve Aydın öne çıkıyor. Özellikle Kuşadası’ndaki proje, yatırımcıların en çok ilgi gösterdiği noktalardan biri olmuş. Mavi bayraklı Kadınlar Denizi Plajı’na sadece birkaç dakika uzaklıktaki bu proje, spa, havuz, restoran gibi sosyal donatılarla donatılmış. Üstelik metrekare fiyatları da halen ulaşılabilir seviyelerde.
“Yılın 12 ayı yaşanabilir konutlar inşa ediyoruz. Sadece yazlık değil, yaşam alanı. Bu fark çok önemli,” diyor Öztürk.
“400 Bin Metrekarelik Stoğumuz Hazır Bekliyor”
Elbette bu başarıyı sürdürmek için arka planda güçlü bir planlama gerekiyor. Şu anda arsaVev’in elinde, geliştirmeye hazır 400 bin metrekarelik arsa stoğu bulunuyor. Bu da şirketin orta ve uzun vadeli büyüme hedefleri açısından önemli bir avantaj.
“Biz sadece bugünü düşünerek değil, önümüzdeki 5–10 yılı öngörerek hareket ediyoruz. Çünkü barınma krizi bugünün değil, yarının da meselesi.”
Kadın Sporuna Küresel Destek
arsaVev’in vizyonu yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir boyut da taşıyor. Şirket, bu yıl da Fenerbahçe Kadın Futbol Takımı’nın göğüs sponsoru oldu. Ama bu destek yalnızca Türkiye sınırlarında kalmadı.
“İngiltere’de Sheffield United, İspanya’da Real Betis Féminas, Almanya’da Schalke 04… Kadın futboluna global ölçekte destek veriyoruz. Çünkü kadınların sporda daha görünür ve güçlü olmalarını istiyoruz,” diyor Öztürk.
Bu vizyonu yalnızca tanıtım çalışması olarak görenlere ise net bir cevabı var:
“Bu bizim marka stratejimiz değil; insanlık anlayışımız. Kadın sporcular görünür olmalı. Genç kızlar onları rol model olarak görmeli. Biz bu zincirin parçası olmaktan gurur duyuyoruz.”
Sosyal Fayda Artık Dijital: “İyilik Hesabı”
arsaVev’in dikkat çeken bir diğer girişimi ise, sosyal sorumluluk alanında kurduğu iyilikVdayanışma Derneği. Yakında hayata geçirilecek “İyilik Hesabı” adlı dijital platform sayesinde, vatandaşlar kamu yararına faaliyet gösteren STK’lara kolayca bağış yapabilecek. Karşılığında ise puan kazanarak bu puanları çeşitli mağazalarda harcayabilecekler.
“Bu projeyi sadece bağış değil, bilinçlendirme platformu olarak görüyoruz. İnsanları hem iyilik yapmaya teşvik ediyor hem de onlara ekonomik karşılık sunuyoruz. Sosyal fayda da sürdürülebilir olmalı,” diyor Öztürk.
Daha Kapsayıcı Bir Gayrimenkul Anlayışı Hakim
Birçok şirket gayrimenkul satar, bazıları yatırım fırsatları sunar. Fakat arsaVev gibi şirketler, iş modelini toplumsal dönüşümle entegre eden sayılı örneklerden biri. Söz konusu yalnızca satış değil; ev sahibi olmak, kadınları sporda desteklemek, bağış süreçlerini dijitalleştirmek ve geleceğin şehirlerini daha yaşanabilir kılmak.
Bülent Öztürk’ün şu cümlesi sohbetimizin sonunda zihnimde yer etti:
“Biz bu ülkenin yarınını inşa ederken sadece binalar değil, umutlar da dikiyoruz. Herkesin ev sahibi olabileceği bir Türkiye hâlâ mümkün.”
Katılmamak elde değil.




