Yüksek maliyet artışlarına rağmen kurun yatay seyri nedeniyle fiyat tutturamadığı için bu yıl ihracatta büyük kan kaybı yaşayan ayakkabı sektöründe yeni yıla girerken endişe büyüyor. Kapanan fabrikalar nedeniyle yılbaşından bu yana istihdamının yüzde 30’unu kaybeden sektörde acil önlem alınmaması durumunda hem ihracatta hem de istihdamda daralmanın önümüzdeki yıl artarak devam edeceği belirtiliyor.
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke içten, 2023’ün ocak-kasım döneminde ayakkabı ihracatının adet satışlarında yüzde 25, değer olarak yüzde 5 daraldığını bildirdi. İthalatta ise aynı dönemde yüzde 70 artış olduğuna dikkat çeken İçten, şöyle devam etti:
“Yüksek maliyetler nedeniyle fiyatlarımız sadece yurt dışında değil yerli müşteri için de pahalı kalıyor. Dolayısıyla ihracatımız daralırken ithalatta yüzde 70 gibi olağanüstü bir artış var. Türkiye ayakkabıda 500 milyon dolar cari fazla veren bir ülkeydi. Ne yazık ki yeniden cari açık verir konuma geldik. 2023’ü 1 milyar 120 milyon dolar ihracata karşılık, yaklaşık 1 milyar 400 milyon dolar ithalatla kapatacağımızı öngörüyoruz. Yani bu yıl 250 milyon doların üzerinde cari açığımız olacak. Yılbaşından bu yana onlarca fabrikanın kapısına kilit vurmak zorunda kaldığımız için istihdamımızın yüzde 30’unu kaybettik. Özetle Avrupa’nın en büyük üretim kapasitesine sahip Türkiye’ye hiç yakışmayan bir tablo ile karşı karşıyayız. ”
EMEK YOĞUN SEKTÖRLER İÇİN POZİTİF AYRIMCILIK BEKLİYORUZ
Berke İçten, ayakkabı başta olmak üzere diğer emek yoğun sektörlerde kan kaybının 2024’te daha fazla büyümemesi için acil önlem alınması gerektiğini söyledi. Emek yoğun sektörlerde işçiliğin en önemli maliyet kalemi olduğunu hatırlatan İçten, sözlerini şöyle noktaladı:
“Yeni asgari ücret için görüşmeler devam ediyor. 2024 için tek asgari ücret belirleneceği, temmuzda zam yapılmayacağı konuşuluyor. Zor bir dönemden geçiyoruz. Böylesi bir dönemde biz asgari ücrete yüksek oranlı tek zam yerine çalışanı ve işvereni mağdur etmeyecek iki aşamalı bir zammın enflasyonla mücadeleye de pozitif katkı yapacağını düşünüyoruz. Asgari ücret desteğinin yükseltilmesini talep ediyoruz. Emek yoğun sektörlere özel bir ek düzenlemeye ihtiyacı var.
Zor dönemi atlatana kadar devletimizden pozitif ayrımcılık bekliyoruz. Bu çerçevede emek yoğun sektörlerde asgari ücret artışından kaynaklanan ek maliyetin yarısı kadar işverene destek verilmesini talep ediyoruz. Ayrıca tüm ücret gruplarında gelir vergisi dilimlerinin son yıllarda yaşanan kaybı telafi edecek şekilde yeniden düzenlenmesinin daha doğru olacağını değerlendiriyoruz. Üretim ve ihracat ülke ekonomisinin lokomotifini oluşturuyor. Asgari ücret artışıyla birlikte döviz kurunun yatay seyrinin devam etmesi emek yoğun sektörleri bitirir. İthalat daha da fazla artar. Dolayısıyla mevcut pazarlarımızı kaybetme, binbir özveri ve emekle kurulan fabrikaları kapatma lüksümüz yok. Oysa Asya’dan ayakkabı dolu konteynerlerle gelen her gemi bir fabrikanın daha kapısına kilit vurulması anlamına geliyor. 2028 için 2 milyar dolarlık ihracat hedefimiz var. Sektörün taleplerine olumlu yanıt verilmesi halinde çok daha fazlasını yapabileceğimize inanıyoruz.”