Bina veya özel alan güvenliği için en temel ve en önemli kategoriler arasında yer alan geçiş kontrol sistemleri hızla gelişiyor. Kişiye özel kart, okuyucu ve kontrol panelinden oluşan geçiş kontrol sistemleri, artan güvenlik risklerinden dolayı çalınma, kopyalanma veya kayıpların mümkün olmadığı biyometrik geçiş kontrol çözümleriyle entegre şekilde kullanılıyor.
Büyük bir güvenlik çözüm havuzunun en temel ve önemli kategorilerinden olan geçiş kontrol sistemleri, yetkisiz veya kötü amaçlı kişileri belirli alanlardan uzak tutmak veya bir alanda bulunan kişi sayısının kontrolünü yapmak amacıyla kullanılıyor. Kişiye özel kart, okuyucu ve kontrol panelinden oluşan geçiş kontrol sistemleri, günümüzde, doğabilecek güvenlik açıklarını ortadan kaldırmak amacıyla biyometrik geçiş kontrol çözümleriyle entegre edilerek, daha yüksek ve verimli güvenlik çözümlerine ulaşılması sağlanıyor.
Multi faktörlü doğrulama
Sensormatic CMO’su Pelin Yelkencioğlu, artan riskler karşısında yaşanabilecek güvenlik açıklarından dolayı çalınma, kopyalanma veya kayıpların mümkün olmadığı biyometrik geçiş kontrol çözümlerinin geliştirildiğini belirterek, “Kişilerin yüz, parmak, damar, avuç içi ve göz gibi her bireye özel biyometrik verilerinin de kullanılmasıyla güvenli geçiş gelişti ve gelişmeye devam ediyor. Bu sistemler, kartlı geçiş sistemleriyle birlikte de kullanılabiliyor veya kendi aralarındaki kombinasyonlarla da doğrulama fonksiyonları artırılabiliyor. Aynı anda hem kart hem de herhangi bir biyometrik verinin kullanılmasıyla çift faktörlü doğrulama veya yüz, parmak ve kartın aynı anda kullanılmasıyla multi faktörlü doğrulama da yapılabiliyor” dedi.
Pandemide başlayan ve sonrasında vazgeçilemeyen ‘Temassız hayat’ ihtiyacına biyometrik sistemlerle daha kolay uyum sağlanıyor. Yüz tanıma, iris tanıma ve temassız parmak izi çözümleri, bu sistemlerin en başında geliyor. Yüz tanıma teknolojisinin bu kategorideki en yaygın çözümlerden biri olması bekleniyor. Ayrıca biyometrik verilerin kullanılması, ‘Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’ şartlarına da uyumlu hale getirildi.
Biyometrik cihazların hemen hepsinde canlılık testi bulunuyor. Özellikle parmak izi sistemlerinde insan derisine çok benzeyen silikon parmak gibi sahte verilerle geçiş yapılması engelleniyor. Yüz tanıma cihazları ise derinlik algoritmasını kullanarak güvenlik seviyelerini artırıyor.
Geçiş kontrol kategorisinde yeni trend, Mobil Geçiş Çözümleri
Mobil geçiş çözümlerine yönelik talep giderek artıyor. Bu çözümler normal kart okuyucu tarafından yönetilen geçiş kontrol çözümleriyle karşılaştırıldığında daha güvenli, daha kullanışlı ve daha güvenilir bir seçenek olarak görülüyor. Mobil geçiş çözümü, ‘kartlı geçişin dijitalleşerek geldiği en son teknoloji hali’ olarak tanımlanıyor. Dijital kartlar yerine mobil kimlikler kullanılan bu teknolojiyle akıllı telefon, saat, tabletler, ENS veya bluetooth desteği olan herhangi bir akıllı cihazla geçiş yapılabiliyor. Bu çözümle unutulan ve kaybedilen kartların yarattığı maliyetin önüne geçmek mümkün. Diğer geçiş sistemlerinde bir çalışanın ayrılması durumunda kart kullanılamaz hale gelirken, Mobil geçiş kimliği, yeni gelen personele de aktarılabiliyor. Sadece kişi bazlı alınan lisansla 5 farklı cihazda aynı kimlik kullanılabiliyor. Ayrıca artık çoğumuzun tercih ettiği temassız kullanım özelliğiyle de öne çıkıyor.
Bulut, güvenlikte ön plana çıkıyor
Son dönemde dünyanın her alanda kullandığı; fotoğraf, video veya verilerin saklandığı bulut, güvenlik sistemlerinde de ön plana çıkmaya başladı. Kaynak tüketimini önleyen bulut, artık kontrollü geçiş sistemlerinin en verimli yolu olarak görülüyor. Bulut tabanlı sistemlerin 2022 ve sonrasında daha da popüler hale gelmesi bekleniyor.
Entegrasyon ile verimlilik artıyor
Kontrollü geçiş çözümleri, aynı zamanda video güvenlik çözümleri, çevre güvenlik çözümleri, yangın algılama çözümleri ve acil anons çözümleriyle de geniş bir habitat oluşturuyor. Tüm bu çözümlerin kendi başlarına bir sistem olarak kullanılması, kontrol edilmesi ve yönetilmesinin çok zaman kaybettirdiğini ve verimliliği düşürdüğünü söyleyen Yelkencioğlu, “Entegrasyon çözümleriyle tüm bu sistemler, tek bir noktadan yönetilebiliyor ve kontrol edilebiliyor. Böylece verimlilik artıyor ve kaynak tüketimi en az düzeye iniyor. Kontrollü geçişte entegrasyon ile biyometrik sistemler ve kartlı geçiş sistemleri birlikte kontrol edilebiliyor ve yönetilebiliyor. Kamera sistemlerine entegre ederek, yetkisiz geçiş anlarındaki kamera görüntü alınabiliyor. Ayrıca acil durumlarda, acil durumun aktif olduğu alan bilgisayar üstünden görmek, alana gitme vakit kaybına girmeden uzaktan kapı kontrollerini sağlamak, kameraları veya yangın alarmlarını yönetebilmek de mümkün…” diye konuştu.