Şirketlerin başarısında temel faktör çalışan. Sürdürülebilir başarı içinse çalışan bağlılığı gerekliliğin ötesinde artık bir zorunluluk. Hal böyleyken tüm gözler çalışana ve niteliklerine çevriliyor. Oysa yapılan araştırmalar son yıllarda yetenek kıtlığının dünya genelinde %75, Türkiye’de ise %76’larda seyrettiğini gözler önüne seriyor…
Şirketlerde sürdürülebilir başarı için çalışan bağlılığı üzerine görüşlerini paylaşan Edenred Türkiye’nin CHRO’su İpek Baylav, Türkiye ve dünyada yaşanan yetenek kıtlığına dikkat çekerek, bu tehdide karşı yeni yetenekleri çekmek ve çalışanları elde tutmak için şirketlerin dönüşmesi gerektiğinin altını çizdi ve, “Çalışanlar iş hayatında mutlu olmadığı gibi, artık iyi bir maaşı da yeterli görmüyor. Yan haklar konusunda farklılaşmayan işverenler yetenek avında birkaç adım geride kalacak. Yetenek kıtlığının dünyada 2030 yılında 85 milyon olacağı tahmin ediliyor.” dedi.
ÇALIŞAN BAĞLILIK ORANI DÜNYADA SADECE YÜZDE 25
Baylav, “Hepimiz biliyoruz ki bir şirketin başarısının temelinde her şeyden önce ‘çalışan’ var. Çalışanınızı memnun etmezseniz, müşterinizi de memnun edemezsiniz. Fakat anketlere baktığımızda çalışanların mutlu olmadığını görüyoruz. Zorlu ekonomik koşullara rağmen büyüme sebebiyle yeni personel ihtiyacı yüzde 68. Buna paralel pandemiden sonra hem dünyada hem Türkiye’de bir yetenek kıtlığı ortaya çıktı. Dünyada yüzde 75 olan yetenek kıtlığı oranı Türkiye’de yüzde 76. 2030 yılında bu sayının dünyada 85 milyon olması bekleniyor. Bu da tek bir yeteneğin peşinde yüzlerce şirket koşacak anlamına geliyor. Çalışan bağlılık oranı dünyada sadece yüzde 25. Türkiye’de ise daha düşük; yüzde 15. Çünkü pandemide eve gönderdiğimiz çalışanlarımız eski çalışanlarımız olarak dönmediler. Beklentileri değişti. Geçmişte bir çalışanı şirkete çekmenin ana yolu iyi bir maaş, bağlılığı sağlamanın ana noktası teşekkür etmekken artık çalışan taleplerini karşılamak çok daha zor” açıklamalarında bulundu.
YAN HAKLAR ÖNEMSENİYOR
“Çalışanların iş yerlerinden beklentileri artık esnek çalışma saatleri, uzaktan veya hibrit çalışma, esnek yan haklar, ek izinler, eğitimler, sağlıklı kariyer planlama ve yedekleme süreçleri, iş yapış süreçlerinin sadeleşmesi ve dijitalleşmesi, manuel iş yükünün azalması hatta yurtdışı kariyer planlaması olarak öne çıkıyor. Talepler bu kadar yoğunken çalışanların motivasyon ve bağlılığını artırma noktasında yan haklar da kritik bir öneme sahip. Yan hakların maaş zammı kadar önemli olduğu günümüzde şirketler de yan haklar ile çalışanına finansal olarak destek olmaya, çalışan motivasyonunu artırmaya çalışıyor. Hatta bu sene şirketlerin çalışanlarına hediye kartı ile destek olarak toplam refah seviyesini arttırma yoluna gittiğini gözlemledik. Yine bu sene okula dönüş zamanında çalışanlarına hediye kartı ile destek olan şirketlerin de sayısı önceki yıllara oranla 5 katına yükseldi. Biz şirketler için maliyetler her zaman bir öncelik olmaya devam edecek fakat artık tüm işverenler dikkatlerini çalışan bağlılığına kaydırmak zorunda.
İş görüşmelerinde adayların ilk soruları, ‘her gün işe gelmek zorunda mıyım, çocuğumun özel günlerinde izin alabilir miyim, 1 sene içinde izin kullanabilir miyim, yurt dışında çalışma şansım var mı, aileme de sigorta yapılıyor mu, yemek ödeneği ne kadar gibi sorular oluyor. Yan haklarda ne kadar farklılaşma yapılabilirse çalışan şirketine o kadar bağlı kalıyor. Çalışanların yüzde 56’sı yan hakların kendisini değerli hissettirdiğini belirtiyor.”



