Umut Çelik / Business World Global Yazı İşleri Müdürü
Geçtiğimiz günlerde Tam Finans CEO’su Hakan Karamanlı ile basın buluşmasında bir araya geldik. Oturduk, bir kahve içtik, sonra sohbet açıldıkça açıldı. Mikro KOBİ’lere sağladıkları finansmandan MNT – Halan satın almasına, 7 milyon kilometrelik saha operasyonlarından Ar-Ge’ye kadar…
İş dünyasında çok sık rastlamadığımız türden bir başarı öyküsü var ortada. Ama asıl etkileyici olan, bu başarı hikayesinin kalbinde insana dokunan bir yapı olması.
Daha lafın başında Karamanlı’nın gözleri parlıyor:
“Umut Bey, biz geçen yıl Dünya Bankası’nın kuruluşu IFC tarafından Avrupa’nın en iyi KOBİ finansman şirketi seçildik. MNT – Halan’la birleşme sonrası ise Akdeniz’in en büyük banka dışı finans kuruluşu olduk. Ama en çok da sahadaki arkadaşlarımıza güveniyoruz. Çünkü biz müşteriyi uzaktan tanımayız, yanına gideriz.”
Sahadaki bu “gitme” meselesi lafın gelişi değil. Yılda 7 milyon kilometre. Evet, yanlış duymadınız. Tam Finans ekibi yılda 7 milyon kilometre yol yapıyor. Bu da Ay’a 18 kez gidip gelmeye denk! Karamanlı, bunu gururla anlatıyor çünkü her bir kilometre, bir mikro işletmenin nefes almasını sağlıyor.
“Biz bu ülkede 172 bin işletmeye 6.5 milyar dolar finansman sağladık” diyor. “Geçen yıl sadece 51 bin işletmeye 1.5 milyar dolar verdik. Ortalama 30 bin dolar. Az gibi görünebilir ama bu firmaların %40’ı bankalarda kredi bile bulamıyor. Yüzde 25’i bir yaşını bile doldurmamış. İşte biz o noktada devreye giriyoruz.”
Konuşmamız dijitalleşmeye kayıyor. Elbette önemli, ama Karamanlı burada da net:
“Dijital altyapımız çok güçlü, belge bile istemiyoruz artık. Ama yine de müşteriyi sahada tanımadan olmuyor. İşlem dijital olur, ama ilişki birebir olmalı.”
Bu yaklaşım, sadece teknolojiyle değil, kültürle de ilgili. Tam Finans, finans sektöründe kendi Ar-Ge merkezine sahip olan ilk ve tek şirket. “Finansal verisi olmayan müşterilerin kredibilitesini Ar-Ge ile ölçebiliyoruz” diyor Karamanlı. “İşletmeye değil, ticaretin kendisine bakıyoruz. Tüketiciye değil, üreticiye hizmet ediyoruz. Bu yüzden Türkiye’nin büyümesiyle bizim sektörün büyümesi paralel.”
Sektör verilerine göz attığımızda tablo net: Türkiye’de 3.7 milyon mikro KOBİ var. Faktoring sektörü 288 milyar TL’lik bir büyüklüğe ulaşmış. Tam Finans ise müşteri sayısının %55’ine hâkim. “Bu kadar yaygın hizmet vermek kolay değil” diye anlatıyor Karamanlı, “Her ilde değiliz ama her yere 100 kilometre mesafedeyiz. Yani biz, ulaşılabilirliğin tanımını yeniden yazıyoruz.”
2025 sonunda hedef 70 bin müşteri ve 49 şube. Şu anda 850 kişilik bir ekip var. Bu yıl sonunda bin kişiye ulaşacak. “Her ay 50-60 bin müşteri ziyareti yapıyoruz” derken yüzünde yine o tanıdık gülümseme. Yorulduklarını sanmayın; bu ekip daha yeni başlıyor.
MNT – Halan sonrası yapılanma da hızla devam ediyor. “Tam Birlik Tarım” ve “Tam Teknoloji” gibi yeni şirketlerle mikro KOBİ’lerin yanı sıra çiftçi bayilerine ve fintek alanına da odaklanacaklarını söylüyor. “Üç yıldır çiftçilere zaten finansman sağlıyorduk, şimdi bunu kurumsallaştırıyoruz” diyor.
Ben bu sohbetten bir şey öğrendim: Bazen en büyük dönüşümler en küçük işletmelere dokunarak başlıyor. Tam Finans’ın başarısı, teknolojiden çok insana yatırımla geliyor.
Bu hikâye burada bitmiyor elbette. Çünkü her yeni işletme, her yeni şube, her atılan adım; bu ülkenin üretim gücüne, girişimcilik ruhuna atılmış bir imza aslında. Tam Finans gibi sahaya inen, kapı çalan, dinleyen ve çözüm üreten her kurum; sadece ekonomiyi değil, güveni de büyütüyor. Bazen bir fintek yatırımıyla, bazen bir çiftçiyle kurulan ortaklıkla… Ama hep aynı amaçla: Türkiye’de ticaretin çarklarını döndürmek. Ve kim bilir, belki de Ay’a 19. kez giderken, daha da çok KOBİ’nin hayalini yanında götürmek.
