Kurumsal yatırımcılar ve sermaye piyasalarının temsilcileri, Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) tarafından beşincisi düzenlenen “TKYD 5. Portföy Yönetimi Zirvesi”nde bir araya geldi.
Swissôtel The Bosphorus, İstanbul’da, 05 Aralık Cuma günü düzenlenen zirveye; Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Türkiye Varlık Fonu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Mahmut Kayacık, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Başkanı (TSPB) Pamir Karagöz’ün yanı sıra, çok sayıda sektör temsilcisi katılım gösterdi. Zirve, yatırım fonlarının geleceğine ve teknolojik gelişmelere ilişkin önemli analiz ve öngörülerin de yapıldığı 5 ayrı panele ev sahipliği yaptı.
“Portföy yönetimi sektörünün yönettiği varlıklar 2025 yılında hızlı büyüme gerçekleştirerek yaklaşık 11,2 trilyon TL ile GSYH’nin %21,4’üne ulaştı.”
Zirvenin açış konuşmasını yapan TKYD Başkanı G. Yaman Akgün, zirvede sektörün mevcut durumunu değerlendirmek için değil, aynı zamanda geleceğin finansal ekosisteminin şekillenmesine birlikte katkı sağlamak için toplandıklarını söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Portföy yönetimi, küresel ekonominin belirsizliklerle çevrili olduğu bir dönemde hiç olmadığı kadar kritik bir rol üstleniyor. Sermaye piyasalarının derinleşmesi, yatırımcı güveninin artması ve sürdürülebilir büyüme hedeflerinin gerçeğe dönüşmesi; ancak güçlü bir portföy yönetimi sektörünün varlığıyla mümkün olabilir.”
“2010 yılında 23 olan portföy yönetim şirketi sayısı bugün 80’i aştı.”
Bu doğrultuda TKYD olarak görevlerinin sektör standartlarını yükseltecek, etik ilkeleri güçlendirecek, teknolojik dönüşümü destekleyecek ve yatırımcıların uzun vadeli refahını artıracak politikaların şekillenmesine katkı sunmak olduğunu vurgulayan Akgün, 2000’li yılların başında sınırlı sayıda aktörle yürüyen portföy yönetimi faaliyetlerinin kısa sürede önemli bir dönüşüm yaşadığını, 2010 yılında 23 olan portföy yönetim şirketi sayısının bugün 80 kurumu aştığını, bu artışın yalnızca nicel bir büyümeyi ifade etmediğini; sektördeki uzmanlaşmanın, kurumsallaşmanın ve yatırımcı nezdindeki güvenin güçlenmesinin de önemli bir göstergesi olduğunu belirtti.
“Sermaye Piyasası Kurulu’muzun 2015 yılında fon kuruculuğunu portföy yönetimi şirketlerine devretmesi ve Türkiye Elektronik Fon Alım Satım Platformu’nun (TEFAS) Takasbank tarafından devreye alınması sektör için bir dönüm noktasıdır.” şeklinde konuşan Akgün, TEFAS’ın etkin kullanılması, fon çeşitliliğinin artması, yatırımcıların artan ilgisi ve finansal okuryazarlığın gelişmesiyle Ekim 2025 itibarı ile yönetilen portföy büyüklüğünün 11 trilyon TL’yi aşarak GSYH’mızın %21,4’üne ulaştığını açıkladı.
Akgün, klasik fon yapılarının yanında serbest fonlar, alternatif yatırım fonları, borsa yatırım fonları ve arbitraj stratejilerine dayalı yapıların yatırım evrenini hem derinleştirdiğini hem de dinamik bir hale getirdiğini vurguladı.
“Kurumsal yatırımcıların reel ekonomiye katkısı 1 trilyon TL’yi geçti.”
Akgün, kurumsal yatırımcıların Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin pay senetlerine yaptıkları uzun vadeli yatırımlar ile Girişim Sermayesi Yatırım Fonları (GSYF) ve Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF) tarafından reel sektöre doğrudan önemli miktarda yatırım yaptığını vurgulayarak, Kasım sonu itibarı ile bu fonların toplam yatırımının 534 milyar TL’ye ulaştığını, kurumsal yatırımcıların pay senetlerine yaptıkları yatırımın Kasım sonu itibarı ile
1 trilyon TL’nin üzerine, özel sektör tahvillerine yaptıkları yatırımın ise 109 milyar TL seviyesine geldiğini açıkladı.
Gerek sermaye piyasalarının gelişimi, gerekse ürün çeşitliliğinin artması ile 2022 yılı sonunda 3,5 milyon olan yatırım fonu yatırımcı sayısı yıllar itibarı ile artarak Kasım 2025 sonu itibarı ile 5,6 milyon kişiye ulaştığını söyleyen Akgün, “Yatırımcılar artık kurumsal yatırımcılar aracılığı ile yatırıma yöneliyor. Bu konuda bizleri her zaman destekleyen Sermaye Piyasası Kurulumuza şükranlarımızı tekrar sunuyoruz.” dedi.
TKYD’nin 1999 yılından beri, 26 yıllık süreçte yatırım fonları alanında farkındalığın artırılması ve kurumsal yatırımcı tabanının büyümesi için çalıştığını dile getiren Akgün, portföy yönetimi sektörünün yarattığı kaynağın ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasında ve reel sektörün gelişimine katkısının her geçen gün arttığının altını çizdi.
“Kısa zamanda çok yol aldık, ancak daha gidilecek yolumuz var.”
Sektörün son yıllarda kuvvetli büyüme gösterdiğini; ancak gelişmiş ülke ekonomileri ile kıyaslandığında gidilecek yolun olduğunu ve hedefin bu yola istikrarlı şekilde ulaşmaktan geçtiğini söyleyen Akgün, sözlerine şöyle devam etti: “Yönetim kurulu üyesi olduğum Avrupa Fon ve Varlık Yönetimi Birliği EFAMA verilerine göre; 2025 2.çeyrek itibarı ile Avrupa portföy yönetimi sektörü, 28,5 trilyon Euro büyüklük ile Avrupa GSYH’nın % 87’si. Küresel bakıldığında sektör, 101 trilyon Euro büyüklük ile dünya GSYH’nın %68’sine gelmiş. Bizim de hedefimiz bu seviyelere yaklaşarak, ülkemizin finansal istikrarının artmasına ve ekonomimizin gelişmesine katkı vermeye devam etmek olacaktır.”
“Finansal Okuryazarlığın güçlendirilmesi önemlidir.”
Akgün, portföy yönetimi sektörünün büyümesi ve güçlenmesi ile beraber genişleyen ürün evreni ve yatırımcı sayısı ile beraber teknolojik altyapılara, veri güvenliğine, operasyonel yetkinliklere ve risk yönetimi disiplinine duyulan ihtiyacın her geçen gün arttığını vurgularken, finansal okuryazarlığın güçlendirilmesinin tekrar altını çizerek “Yatırımcıların çeşitlenen ürünlerin kapsamını, risklerini ve kullanım amaçlarını doğru şekilde anlayabilmesi finansal okuryazarlığın güçlendirilmesi büyük önem taşıyor.” dedi.



