Plastik petlerin geri dönüşüm yoluyla yönünü tekstile çevirmesi ve küresel tekstil markalarının ipliklerden tutun da takımların formaları, kot pantolonlara kadar artık birçok üründe PET ipliklerden türetilmiş bir döngüsel ekonomi devrine girmesi, tekstil dönüşümünde yeni bir sürecin başladığını gösteriyor. Belki de doğaya daha fazla PET bırakma hali artık son bulur, ne dersiniz? Çünkü artık kimse yeni bir ‘Büyük Pasifik Çöp Alanı’nın beslenmesine bilinçsiz bir şekilde katkı koymak istemiyor. Dile kolay plastik bir çöp adası ve 5 Türkiye büyüklüğünde…
Şimdi sizleri ilginç bir bilgiyle tanıştırmak istiyorum. Sosyal medya kullanıcıları belki de bu ilginç bilgiyle defalarca haşır neşir oldu ancak meseleyi ele alma biçimimiz belki de gezegenin geleceği için “umut var” söyleminin küresel ve yerel kolektifte yayılmasını sağlayabilir. Bilindiği üzere Pasifik Okyanusu’nda, Kuzey Kaliforniya ile Hawaii Adası arasında, büyük kısmını mikroplastiklerin oluşturduğu bir çöp adası bulunuyor. Söz konusu ada 3,4 milyon kilometrekarelik bir alanı işgal ediyor ve okyanus sularının üzerinde yüzen yaklaşık 80 milyon ton plastik atık bu devasa çöplüğü meydana getiriyor.
Beş Türkiye büyüklüğünde bir ada
Düşünün işte Türkiye’nin yüzölçümü 783 bin 562 kilometrekare. Yani insanlık kendi plastik atıklarından beş Türkiye büyüklüğünde (Bu bilgi ince hesaplamaları baz almamakla beraber)literatürdeki adıyla ‘Büyük Pasifik Çöp Alanı’nı yarattı. Kimileri buraya, “7’nci kıta” diyor. Peki bu bilgileri neden verdik? İnsanlık bu adayı devasa bir boyuta ulaştırmaya devam edene kadar besleyecek mi? Açıkçası plastik pet sektörünün geri dönüşüm yoluyla yönünü tekstile çevirmesi ve küresel tekstil markalarının ipliklerden tutun da takımların formaları, kot pantolonlara kadar artık birçok üründe pet ipliklerden türetilmiş bir döngüsel ekonomi devrine girmesi pet dönüşümünde yeni bir sürecin başladığını gösteriyor. Belki de doğaya daha fazla pet bırakma hali artık bir son bulur ne dersiniz? Dünyada atık tekstil sektörünün durumu ve Türkiye’de pet dönüşümünün uygulamalarına şöyle bir inceleyecek olursak, nasıl bir kazanımın eşiğinde olduğumuzu daha iyi anlayacağımızı düşünüyorum…
250 milyar dolarlık ekonomik değer fırsatından söz ediyoruz
Sürdürülebilir üretime geçiş zorunluluğu bugün artık tekstil sektörünün öncelikli gündem maddesi. Atılacak adımların ilk sırasındaysa tekstilde geri dönüşüm var. Son yıllarda tekstil sektöründe üretim ve tüketimin oldukça artmasına neden olan “hızlı moda” ile birlikte tekstil de çevreyi en fazla kirleten sektörler arasında yerini aldı. Üretimin kontrolsüz olması atık fazlalığını da beraberinde getiriyor.
Kişi başı yıllık tekstil atığı 37 kg olan ABD’de, yıllık 17 milyon ton tekstil atığı ortaya çıkıyor. Avrupa’da çöpe giden kıyafet atıkları yıllık 4 milyon tonu bulurken, dünya genelinde yıllık 40 milyon ton tekstil ve konfeksiyon atığı oluşuyor. Tüm bunların toplanabilmesi durumunda, 250 milyar dolarlık bir ekonomik değer yaratılması mümkün.
Türkiye’de ise yıllık yaklaşık, 1 milyon 800 bin ton ürünün yılda yaklaşık 600 bin tonluk kısmı çöpe gidiyor. Yakın zamanda uygulamaya giren kıyafet toplama kumbaralarıyla, yılda yaklaşık 40 bin ton giysi toplanarak geri kullanım için ayrıştırılıyor ve 10 bin tonluk bölümü geri dönüştürülebiliyor. Çöpe giden tüm kıyafetlerin toplanması ve değerlendirilmesi durumunda, Türkiye’nin 2,5 milyar dolarlık bir katma değer yaratma potansiyeli bulunuyor.
Karbon bütçesinin yüzde 26’sını tek başına tekstil sektörü tüketebilir
Hazır giyim atıklarının neredeyse tamamen geri dönüştürülmesi mümkün olduğu halde, dünyanın en gelişmiş ekonomilerinde bile bunun uygulanmaması ve çevresel yüke sebep olması, tekstil sektörünün sürdürülebilirliğini de riske ediyor. Elde edilen veriler ışığında değerlendirildiğinde, tekstil ve hazır giyim sektörünün, hammadde ve ürün üretiminin yanı sıra kullanım ve kullanım sonrası aşamalarda meydana gelen çevresel zararlara karşı önlem almaması halinde, ortaya çıkması beklenen olumsuz etki, oldukça büyük.
Mevcut şartlarla devam edilmesi halindeyse, tekstil sektörünün 2050’ye kadar dünyadaki karbon bütçesinin yüzde 26’sını tek başına tüketeceği öngörülüyor. Ayrıca mevcut şartların devam edeceği varsayılarak hazırlanan senaryolarda, 2050 yılında tekstil ve hazır giyim sektörünün yenilenemeyen hammadde kullanımının 300 milyon tona, okyanuslara bırakılan mikro plastik miktarının da 22 milyona varacağı ifade ediliyor.
Tekstil sektörünün olumsuz çevresel etkilerini önlemek ve hammadde kısıtlarıyla çevresel faktörlerin sektörün geleceğini riske atmasını engellemek için, geleneksel üretim yöntemlerinden vazgeçmesi gerektiği, artık tüm dünya tarafından kabul ediliyor. Giderek artan bu riski bertaraf etmenin çözümü ise doğrusal malzeme akışı yerine döngüsel malzeme akışının benimsenmesi ve geri dönüştürülmüş liflerin kullanımının yaygınlaştırılmasından geçiyor.
2050’den sonra yasak
Tekstil sektöründe sürdürülebilir üretim için iki yöntem öne çıkıyor. Yöntemlerden biri geri dönüşüm, diğeri ise yeniden kullanım… Yeniden kullanım yönteminde tüketiciler tekstil ürünlerini bir süre kullandıktan sonra bireysel olarak yeni bir kullanıcıya verebiliyor ya da ürünlerin ikinci el olarak satılması sağlanabiliyor. Bu şekilde tekstil ürünlerinin kullanım süresi uzuyor ve sürdürülebilir üretime de katkı sağlanıyor.
Geri dönüşümse, kullanıcı öncesi ya da sonrası süreçlerde tekstil atıklarının yeniden değerlendirilmesi sonucu tekrar tekstil ya da tekstil dışı ürünler elde edilmesi anlamına geliyor. Geri dönüşüm yöntemiyle tekstil atıkları başka üretim süreçlerine girdi sağlayabileceği gibi, tekstil dışı üretim süreçlerinin atıkları da tekstil üretimine katkı sunabiliyor.
Avrupa Birliği, 2025 yılından itibaren tekstil atıklarının ayrı toplanması zorunluluğunu getiriyor; ayrıca bu ürünlerin yakılmasını veya evdeki çöplere atılmasını yasaklıyor. Çevre sorunlarının azaltılmasına yönelik atılan adımlardan biri olan bu uygulamanın tekstilde geri dönüşüm faaliyetlerine önemli oranda katkı sağlayacağı öngörülüyor.
Dönüşümün merkezi Uşak
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tekstilde geri dönüşüm yatırımları her geçen gün artıyor. Bu alanda faaliyet gösteren firmalar yoğunlukla İstanbul’da bulunuyor. Adana, Bursa, Kayseri ve Gaziantep’teki az sayıdaki şirket bu konuya hassasiyetle yaklaşıyor. Uşak ise Türkiye’de tekstil geri dönüşümünün merkezi konumunda. Uşak sanayisi, geri dönüşüm sektörünün yaklaşık yüzde 72’sini karşılıyor. Günlük 1700, yıllık ise 510 bin ton ürün, 484 bin 500 ton elyafa dönüştürülerek 720 milyon dolar katma değer sağlanıyor. Uşak’ta tekstilin yanı sıra deri, seramik, metal, plastik, kâğıt, lastik, ambalaj geri kazanımı faaliyetleri de yapılıyor.
Tekstilde geri dönüşüm, aynı zamanda önemli oranda su tasarrufu da sağlıyor. 1 kilo pamuklu tekstil ürünü için 10 bin litre su gerekiyor. 2018 yılında Türkiye’nin su tüketimi 54 milyar metreküp iken Uşak, tekstil geri dönüşümü alanında yaptığı üretimle tek başına yılda 4,8 milyar metreküp suyun kullanımını engelledi ve önemli miktarda tasarruf sağladı. Söz konusu dönemde elde edilen kazanım elyaf ve open-ipliğe dönüştürülmesiyle oluşan çabanın karşılığıydı.
6 pet şişeden 1 tişört, 40 pet şişeden 1 kot pantolon
Dünya genelinde yıllık 110 milyon ton elyaf üretiliyor. Bunun sadece yüzde 7,5’lik kısmı geri dönüşümden (yüzde 0,5’i tekstil atıkları ve yüzde 7’si pet şişeler) elde ediliyor. Her yıl elyaf üretimi için 342 milyon varil petrol, pamuk üretimi için yıllık 300 milyar metreküp su kullanılıyor. Bu da küresel tatlı suyun yüzde 12’sine denk geliyor.Halbuki 6 pet şişeden 1 tişört, 40 pet şişeden 1 kot pantolon üretilebiliyor. Bu giysiler orijinal pamuktan üretildiğinde 1 pamuklu tişört üretmek için 2 bin 720 litre, 1 kot pantolon için 8 bin litre su tüketiliyor.
Gelinen nokta itibarıyla plastiklerin geri dönüşüm teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, fiyat ve ekolojik avantajlar nedeniyle tekstil endüstrisi için yeni bir hammadde kaynağının oluşmasını sağladı.
Günümüzde tekstil sektöründe en fazla tüketilen polimer olan Polietilentereftalat (PET) polimeri; çoğunlukla su, meşrubat vb. sıvı gıdaların piyasaya sürülmesi amacıyla kullanılan PET ambalajlardan geri dönüşüm tesislerinde PET talaşları olarak geri kazanılmasıyla meydana geliyor. PET talaşlarının eriyikten lif çekim yöntemi ile kullanılabilir life dönüşmesi de mümkün. Her ne kadar giysiler içindeki PET kullanımını tıp dünyası sakıncalı bulduğunu beyan etse de yeni bir Pasifik çöplüğü yaratmaktansa bu trendi alkışlamak gelecek adına basit ancak etkili sonuçlar verebilir diye düşünenlerin sayısı hiç de az değil.