6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler, 10 ilimiz başta olmak üzere tüm ülkeyi derinden sarstı. Tüm Türkiye deprem felaketi neticesinde yaşanan yıkımlar ve can kayıpları sebebiyle büyük bir sınav vermekte. Arama ve kurtarma faaliyetlerinin yerini enkaz kaldırma çalışmalarının aldığı şu günlerde herkesin aklında benzer sorular var.
Yaşanan mağduriyet karşısında yüzlerce mimar, mühendis ve müteahhittin cezai ve hukuki sorumluluğu gündeme gelmekte. Peki, mağdur vatandaşlarımız yıkımın büyük oranda sorumlusu olarak işaret edilen müteahhitler ve yapı-inşaat firmalarına karşı ne gibi haklara sahipler?
Aslan & Tok Hukuk Ofisi Kurucusu Avukat Mehmet Aslan depremde mağdur olan vatandaşların temel hukuki hakları özelinde yaptığı değerlendirmede merak edilen soruları cevapladı.
Yapıyı hukuki ve teknik gerekliliklere uygun inşa etmeyen, denetim yapmayan ve denetim yapılmamasına rağmen bu yapılara ruhsat ya da iskân veren kişilere cezai yaptırım uygulanması için neler yapılmalı?
Binaların mevzuata ve teknik gerekliliklere uygun olmadığının, ruhsat ve proje olmadan yahut bunlara aykırı inşaat yapıldığının, düşük kalite malzeme kullanıldığının, bina temelinin yapılaşmaya elverişsiz şekilde atıldığının, güçlendirmelerin eksik yapıldığının yahut hiç yapılmadığının, kolon veya kiriş kesildiğinin, hukuka aykırı tadilat yapıldığının, denetimlerin eksik yapıldığının yahut hiç yapılmadığının tespiti halinde müteahhit, mühendis, teknik görevli ve kamu yetkililerinin cezai sorumluluğu doğacaktır.
Yapılan hukuki aykırılıkların enkazlar kaldırılmadan önce görüntülerle tespiti hayati önem arz etmekte. Aksi takdirde enkazların kaldırılmasıyla tüm deliller ortadan kalkabilecektir.
Hasarın tespiti için binalardan numuneler alınması, binaların mümkünse kolonların demir yapısını gösterir biçimde fotoğraflanması, video kaydına alınması ve koordinat, adres, tarih eklenerek arşivlenmesi gerekiyor.
Bu hukuki aykırılıkların faillerinin mala zarar verme, kamu güvenliğinin kasten tehlikeye sokulması, imar kirliliğine neden olma, görevi kötüye kullanma suçları başta olmak üzere birçok suç sebebiyle cezai sorumluluğu gündemde.
Sorumluların ceza alması için, mağdur vatandaşların ya da yakınlarının 6 Şubat 2023 tarihten itibaren 6 ay içinde suç duyurusu dilekçesi vermesi gerekmekte.
Kendisi ya da yakınları yaralananlar yahut yakınlarını kaybedenler nasıl bir yol izlemeli?
Deprem neticesinde yaralanma yahut ölüm meydana gelmişse kasten yaralama ve kasten öldürme suçları gündeme gelecektir.
Adli sürecinin hızlıca başlatılması adına; yaralanan kişiler, ölenin ya da yaralananın eşi ve çocukları, eğer bunlar yok ise yakınları suçun işlendiği yerin Cumhuriyet Başsavcılığına 6 Şubat 2023 tarihten itibaren altı ay içinde şikâyet dilekçesi vermeliler. Güvenlik sebebiyle başka bir yere gitmiş olmaları halinde ise bulundukları yer Başsavcılığında da şikâyet dilekçesi verebilirler.
Savcılığın takipsizlik kararı vermesi halinde kişiler, 15 gün içinde itirazda bulunabilir.
Depremzedelerin maddi ve manevi zararı nasıl tazmin edilecek?
Teknik ve hukuki gerekliliklere aykırı inşa edilen ve denetlenmeyen binaların yaşanan depremde yıkılması ya da ağır hasar görmesi, bu binalarda yaşayan kişilerin yaralanması yahut hayatını kaybetmesi halinde bu kişiler, mirasçıları, belirli yakınları maddi ve manevi tazminat isteme hakkına sahiptir.
Örneğin zarar gören, konut veya işyerinin sahibi, satın aldığı kişiye karşı ya da müteahhitte karşı tazminat davası açabilir. Bu kapsamda yapı yıkılmamış ve onarılabilir durumdaysa satıcıdan veya müteahhitten ücretsiz olarak tadilat yapılarak binanın eski haline getirilmesini ya da zarar oranında bedelin indirilmesini isteyebilir. Yapı yıkılmış veya ağır hasarlı hale gelmişse satış sözleşmesinde veya eser sözleşmesinde yapının sahibinin sözleşmeden dönme hakkı da saklıdır.
Satıcı, doğrudan zararları gidermekten ve onarma yükümlülüğünden kusuru olmasa bile kurtulamaz. Ancak şuna dikkat çekmekte fayda var, eğer binada yaşayan veya işyeri sahibi kişiler tarafından yapının taşıyıcı kısımlarına zarar verildiğinin (duvarları yıkmak, kolonları kesmek vb.) tespiti halinde ‘birlikte kusur’ sayılacağından bu kişilerin de sorumluluğu doğacaktır.
Burada yine enkazlar kaldırılmadan binaların imar kurallarına ve bilimsel gerekliliklere aykırı biçimde yapıldığına ilişkin delillerin tespiti önem arz etmektedir.
Delil tespiti nasıl yapılmalı?
Zarara uğrayanların malvarlığının durumu ile zarar miktarının tespit edilmesi mühimdir. Örneğin enkazlar kaldırılmadan önce binalardan beton, demir, kolon, kiriş numuneleri alınması gibi teknik tespitlerin bilirkişi eşliğinde alınması süreci hızlandıracaktır.
Bina, dükkan gibi taşınmaz veya otomobil, mobilya, hammadde gibi taşınır mallarda oluşan maddi zararlardan dolayı, hem kamu yetkililerine hem de özel kişilere karşı açılabilecek tazminat davalarında delil teşkil etmek üzere tespit yapılması için kişilerin, hasarlı malların bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk veya Asliye Hukuk Mahkemesine başvuru yapmaları gerekir.
Tüm şüphelilerin tespitinin, kusur durumlarının belirlenebilmesinin ve yaşanan facianın sorumlularının cezasız kalmamasının delillerin sağlıklı şekilde tespit edilmesine bağlı olduğunun altını çizmek isteriz.