Umut Çelik / umut@businessworldglobal.com
İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Başkanı Kazım Taycı, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde yeni tarım politikasına ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Kazım Taycı, gıda sektöründe faaliyet gösteren üreticilerin ve ihracatçıların çok yoğun bir şekilde çalıştığını ve ciddi anlamda finans desteğine ihtiyacı olduğunu söyleyerek, birçok firmanın bankalardan yeteri kadar kredi alamama sıkıntısı ile karşı karşıya kaldığını dile getirdi.
İHBİR özelinde ihracatta bir yavaşlama beklemediklerini kaydeden Taycı, Türkiye’de işlenmiş tarım ürünlerini ihraç edebilmek için ihtiyaç duyulan ham maddeyi öncelikle Türkiye’den karşılamaya çalıştıklarını, yurt içinde yeteri kadar bulunamıyorsa yurt dışından ithal ettiklerini ifade etti.
İHBİR’İN İHRACATTAKİ PAYI YÜZDE 30
Taycı, “Biz ithal ettiğimiz buğdayı yurt içindeki sanayi tesislerinde işleyerek, katma değeri yüksek bir ürün haline getirip ihraç ediyoruz. Irak ve Orta Doğu’nun tüm yağ ihtiyacını karşılıyoruz. Makarna sanayisinde katma değerimiz düşük ama her geçen gün önemli mesafeler alıyoruz. Örneğin, lojistikte büyük sorunların yaşandığı böyle bir dönemde, ihracatın aksamaması için makarna sanayicilerimiz, gemiler alarak Güney Amerika’ya mal yüklemeye başladılar.’’ açıklamasında bulundu. Sektörün bu yılı, bir önceki yıla kıyasla yüzde 30 artış ve 13 milyar dolarlık ihracatla bitireceğini öngördüklerini bildiren Taycı, İHBİR’in sektör ihracatından aldığı payın ise yüzde 30 seviyesinde olduğunu aktardı.
“YENİ TARIM POLİTİKASINA İHTİYAÇ VAR”
Rusya-Ukrayna savaşının, tarımın ne kadar stratejik olduğunu tüm dünyaya gösterdiğini belirten İHBİR Başkanı Kazım Taycı, “Her şerde bir hayır vardır. Otorite ve kamuoyu bunu gördü. Bazı çalışmalar yapıldığı yönünde bilgiler alıyoruz. Ekili alanların yenilenmesi, bazı teşviklerin aynı yardımlar şeklinde düzenlemesi gibi çalışmaların planlanacak olması kulağımıza geliyor. Otoriteden beklentimiz, en azından 30-35 yılık tarım stratejisini oluşturmaları yönünde. Hangi bölgelerde ya da hangi topraklarda, hangi ürünlerin en verimli şekilde yetiştirileceğinin tespit edilmesi ve bu yönde düzenlemelerin yapılması gerekiyor” dedi.
“KAPASİTE DOLULUĞUNDAN TALEBE CEVAP VEREMİYORUZ”
Salgından sonraki değişimin Türkiye için önemli avantajlar getirdiğine ve Çin ile ABD arasındaki ticaret savaşının da, Türkiye lehine durumlar yaratabileceğine değinen Taycı, şunları kaydetti:
“Pandemiden sonra özellikle gıdada, Türkiye’ye ilginin artmasındaki en önemli sebep, Türk gıda sektöründeki firmaların, dünyadaki rakiplerinin çoğundan daha hızlı değişim ve dönüşüm geçirebildikleri gerçeği. Örneğin, Avrupalı bir üreticiye, çok küçük değişikliği yaptırmanız neredeyse imkansız. Bizim buradaki Türk sanayicisi ise her türlü talebe cevap verebiliyor. Bunun yanında ABD, pandemi ile Çin’de gıda üretiminde oluşan sıkıntılardan etkilenmemek için güvenilir ve sürdürülebilir alternatif pazar arayışları içerisinde ve Türkiye’den çok fazla talepleri var. İHBİR özelinde baktığımızda, ihracatta son 2 yıldır, en fazla ihracat yaptığımız ülke ABD. Benzer şekilde Rusya’dan da ciddi bir talep var. Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımlar dolayısı ile Türkiye, Rusya’nın dünya ile en önemli bağlantı noktası. Dediğim gibi, Türk gıda ürünlerine taleplerde ciddi bir artış var ve bütün bu taleplere cevap verebilirsek, geçtiğimiz yıla kıyasla, 4-5 kat oranında daha fazla ihracat yapabiliriz. Ancak, sektördeki kapasite doluluk oranımız yüzde 90’ın üzerine çıktı, taleplerin hepsine yetişemiyoruz”
