İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin nisan ayı olağan toplantısı, “21. Yüzyılın Yeşil Ekonomisinde Sanayi ve İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri’nin Önemi” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi.
Meclis toplantısında, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde Kahramanmaraş ve Hatay merkezli deprem afeti nedeniyle ertelenen İSO Yeşil Dönüşüm Ödülleri töreni de düzenlendi. Törende, beş kategoride üçü Jüri Özel Ödülü olmak üzere toplam 18 kuruluş ödüle layık görüldü.
Sürdürülebilirlik Yönetimi Kategorisi’nde büyük ödül Kordsa Teknik Tekstil’in oldu. Enerji Verimliliği Projesi Kategorisi’nde Arçelik Anonim Şirketi/Buzdolabı İşletmesi, Çevre Dostu Uygulama Kategorisi’nde Maysan Mando Otomotiv Parçaları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Çevre Dostu Ürün Kategorisi’nde ise Wisher Tech İnovasyon ve Teknoloji Yatırımları Sanayi Ticaret Anonim Şirketi birincilik ödülünün sahibi oldu. Enerji Verimli Ürün Kategorisi’nde ise Büyük Ölçekli İşletme Ödülü Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları Anonim Şirketi’ne, KOBİ Ödülü de Ultrapak Makina Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne verildi.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, açılış konuşmasında öncelikle yaklaşmakta olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutlarken, 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçiminin de Türkiye için hayırlı olmasını diledi.
“AB ve ABD başta olmak üzere dünyada yaşanan gelişmeler, küresel anlamda rekabetçi olabilmek için sanayinin daha yeşil, döngüsel ve dijital olmasının gerekliliğini vurguluyor. Yeşil Ekonomi ve Sürdürülebilirlik için artık kaybedecek vakit kalmadı, tüm kurumlarla harekete geçmek gerekiyor” diyen Bahçıvan, şöyle konuştu:
İkiz dönüşüm için destekler artırılmalı
“Ülkemizin 2021’de Paris Anlaşması’na taraf olmasının ardından 2053 yılı için Net Sıfır Emisyon Hedefi belirlemesi, İklim Şurası ve İklim Kanunu başta olmak üzere devletin en üst kademelerinin inisiyatifinde yürütülen çalışmalar, ülkemizin vizyonunu ortaya koyması adına çok önemli adımlardır. Türkiye, Cumhuriyetimizin 100. Yılında karbonsuzlaşma yolculuğunda sanayi firmalarının daha kısa sürede temiz üretime geçişini destekleyecek her türlü politika ve teşviği hayata geçirmelidir. Özellikle Türkiye’nin jeopolitik ve coğrafi konumu ürünlerimizin Avrupa’ya erişiminde lojistik olarak önemli bir avantaj sağlamaktadır. Türkiye, sanayinin ikiz dönüşümünü gerektiren bu süreci iyi yönetebilirse, riskleri fırsata dönüştürebilecek ve Avrupa’nın vazgeçilmez ticaret ortağı olabilecek yetkinliktedir. Bu nedenle önümüzdeki süreçte sanayimizin ihtiyaç duyduğu yasal düzenlemeler rekabet gücünün korunması, kapsayıcılık ve geleceğe uygun iş modelleri olarak tasarlanmalıdır. Bu alanda hizmet veren yerli teknoloji tedarikçileri teşvik edilmeli, ikiz dönüşüm için destekler artırılmalı ve bürokratik süreçler sadeleştirilmelidir” dedi.
Yeşil Dönüşüm Fonu kurulmalı
Sürdürülebilirlik alanındaki çalışmaların çok kısa sürede ve etkin bir koordinasyonu gerekli kıldığını belirten Bahçıvan, şu önerilerde bulundu:
“Halen birçok bakanlığın bünyesinde yer alan sürdürülebilirlik konusu tek bir kurumun/Bakanlığın sorumluluğuna verilmeli ve karar alma süreçleri de hızlandırılmalıdır. Kamu-özel sektör iş birliklerinin şeffaf biçimde yürütülmesini gerektiren bu dönüşümün, aynı zamanda önemli bir finans boyutu da var ve sanayimizin bunu tek başına üstlenmesi mümkün değil. AB’nin yeşil yatırımlara fon desteği sağlaması gibi biz de özel sektörü teşvikle desteklemeliyiz. Bunun için öncelikle Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecini hızlandırmalı ve AB’nin yeşil dönüşüm için sağladığı fonlardan ülkemizin de eşit koşul ve miktarlarda yararlanmasını sağlamalıyız. Yeşil büyüme, ülkemizdeki firmaların yaklaşık yüzde 99’unu temsil eden KOBİ’lerin yeşil ve sürdürülebilir uygulamaları faaliyetlerine entegre etme kapasitesine bağlı. Bu nedenle özellikle KOBİ’lerin finansmana erişimi kolaylaştırılmalı, “Yeşil Dönüşüm Fonu” kurularak firmaların yeşil üretim koşullarına uyum için de tüm süreçlerinde yapacakları yatırımlar ve Ar-Ge harcamaları desteklenmeli.”
“Sürdürülebilir finans piyasası büyüyor”
Yeşil dönüşümde ağırlığı giderek artan yeşil standartların halihazırda finansmana erişimi sınırlı olan KOBİ’ler için uyum maliyetlerini arttırırken yeni finansman ihtiyacını da beraberinde getirdiğini vurgulayan Bahçıvan, önerilerini şöyle sürdürdü: “Zorlu makroekonomik koşullara rağmen 2022 sonunda toplam yeşil tahvil ihracının 2 trilyon doları geçmiş olması, önümüzdeki dönemde sürdürülebilir finans piyasasının büyümeye devam edeceğini gösteriyor. Bununla birlikte, bu fonların firmalara ulaşabilmesi için firma performans verilerinin önemi de artıyor. Bu bağlamda, yeşil dönüşüm sürecinde finans sektörü ve firmalarımızın özellikle uluslararası fonların ülkemize getirilmesi ve kullanılması için gerekli kriterlere hazırlıklı olmaları da hayati öneme sahip.”
Sürdürülebilirlik açısından belki de en öncelikli ve acil konunun geleceğimizi tehdit eden “su kıtlığı” olduğuna da işaret eden Bahçıvan “Gıdamızı, enerjimizi suya borçlu olduğumuza göre suyun az bulunması karşısında su fiyatının elmas ile aynı olmaması için şimdiden harekete geçmeliyiz” dedi. Bahçıvan, Antakya merkez ilçede kurdukları İSO Yaşam Kenti’nin altyapı çalışmalarında sona gelindiğini ve çok kısa sürede yaşamın AFAD koordinasyonunda başlayacağını söyledi.
Sultan Tepe: “Daha çok başarı hikayesi yazacağız”
Firmalarda yeşil dönüşümün süratle gerçekleşmesinde iyi uygulama örneklerinin büyük önem taşıdığını ve İSO Yeşil Dönüşüm Ödüllerinin bu konuya ev sahipliği yaptığını belirten Bahçıvan, firmalara ve İSO Sürdürülebilirlik Platformu ve Jüri Başkanı Sultan Tepe’ye teşekkür etti.
İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve İSO Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Sultan Tepe de “Türkiye sanayisinin pek çok firması, yeşil dönüşüm konusunda küresel firmaların çok önünde. Başvurularda gördük ki, sürdürülebilirlik konusunda kurumsal raporlamalarda küresel rakiplerden daha iyi bir ilerleme kaydedilmiş durumda. Bu, firmalarımızın sürdürülebilirlik konusunda da kendini kanıtladığını gösteriyor. Bu firmalar, sanayimizdeki diğer firmalar için bir rol model niteliğinde. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kapsamında eğer Türkiye sanayisi yeşil dönüşüm konusundaki ödevlerini yerine getirmezse, 1,5 milyar dolar ile 3 milyar dolar arasında bir maliyetle karşı karşıya kalacak. Bu kadar büyük bir miktarın yurtdışına gitmesine kimsenin gönlü razı olmaz. Bu parayı ülkemizin sanayisinin yeşil dönüşümüne harcamalı ve ülkemizin sürdürülebilirlik arenasında puanını artırmalıyız” dedi.