Umut Çelik / umut@businessworldglobal.com

İnşaattan, yeni nesil enerjiye, blockchain & fintech’den birçok sektörde yatırımları bulunan Al-Daar Investments, Türkiye’deki inşaat firmalarını finanse etmeye hazır olduğunu vurguluyor.

Türkiye’ye giren yabancı sermayenin çeşitlenmesinde Katar yatırımlarının önemli bir yeri var. Katar’ın fon birikimi, Türkiye’nin de sanayi ve teknoloji altyapısı, gelecek yıllarda iki ülke arası iş birliğinin süreceğine işaret ediyor. Türkiye’de faaliyet gösteren Katarlı şirket sayısı 180’in üzerinde. 2021 verilerine göre, Katar’daki Türk firmaları 150’ye yakın projeyi üstlendi. Proje bedelleri ise 18 milyar dolardan fazla.

Katar merkezli Al-Daar Investments’in Ülke Direktörü Halit Sönmez ile iki ülke arasındaki ticari ilişkileri, yeni yatırımları ve son durumu Business World Global için ele aldık.

-Halit Sönmez kimdir? Sektörde bugüne kadar neler yaptı?

Gayrimenkulle ve gayrimenkule bağlı türevlerle ilişkili yatırımlar sektöründe 15.yılımdayım, ailem gayrimenkul yatırımları ve mücevherat sektörlerinde faaliyet gösteriyor, ben ise yurt dışı eğitimimi tamamladıktan sonra bir süre aile şirketlerimizde farklı pozisyonlarda çalıştım. Profesyonel olarak 2012’de KPMG Londra merkezinde çalışmaya başladım, o dönem benim için önemli tecrübelere fayda sağladı.

Akabinde Kuveyt’te bir yatırım danışmanlık ofisinde görev aldım, o dönemlerde birçok yatırımcının Türkiye’de inşaat şirketleriyle birlikte proje geliştirmelerine danışmanlık veriyorduk. Daha sonra ise Türkiye’ye dönme kararı aldım ve Türkiye’nin önde gelen bir sanayi gayrimenkulleri yatırımı şirketi bulunuyordu, bu şirketin 3 yıl genel müdürlüğü görevini yürüttüm, bu süreçte Avrasya Organize Sanayi Bölgesi’ni geliştirdik. çok keyifli ve başarılı bir işti. Yaklaşık 4 milyon metrekarelik bir Organize Sanayi Bölgesi hayata geçirdik. Orada 150’ye yakın orta ölçekli fabrika üretime girerek 1 milyon kişiye yakın ek istihdam sağlayacak..

Oradaki görevimden ayrıldıktan sonra, Al-Daar Turkey kuruldu ve şirketin Türkiye temsilciliği ile başladığım kariyerimde şu an Al-Daar Investments’ın ülke müdürlüğünü yürütüyorum. Al-Daar olarak Katar’dan gelen  yatırımların tamamını ben ve ekibim başarı ile yürüttük ve bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz.

-Al-Daar ile iş birliğiniz nasıl başladı?

Al-Daar, Katar’da önemli yatırımları olan ve önemli bireysel fonlara yön veren 4 ailenin mensuplarının Türkiye’de ortak karar alarak kurdukları bir yatırım ve yatırımlara danışmanlık veren bir şirketidir. Al-Daar grubuyla tanışıklığım 2014 yılına dayanıyor, 2015 Yılında Qatar’a Cityscape tarafından konuşmacı olarak davet edildiğim bir zirvede Dr. Ali Abdul Aziz Bey ile tanışmıştık. Bu konferans körfezin önemli oyuncularına yönelikti.

QNB’nin (Qatar National Bank) portföy yönetim şirketi olan Qinvest’in ev sahipliğinde olan bu konferansta  gayrimenkul yatırım fonlarına, ülkemize yatırıma teşvik etmek üzere, aile şirketimiz ile birlikte kurucu ortak olarak Türkiye’de yer alabileceğimizi duyurmuştuk. Buna ilk talip olanlar arasında

Al-Daar Grubu da yer alıyordu, o dönem gayrimenkul fonu kurulumu için yaklaşık toplam büyüklüğü 92 milyar dolar olan fonlarla memorandum anlaşması imzaladık. Bu miktarların bir bölümünün Türkiye’ ye giriş yaptığını resmi kurumlar da açıkladı. Ancak hala büyük bölümü park halinde bekliyor, 2023’te istikrarın devamı ile bu fonların inşaat sektörüne yön alarak sektörü finanse etmek suretiyle hareketlendireceğini ve başta konut arzını arttıracağını öngörüyorum.

-Al-Daar’ın Türkiye’deki yatırımlarından bahseder misiniz?

Gerçekleştirdiğimiz yatırımların sadece bir bölümünden bahsedebilirim, projelenmemiş yatımlarımızı kurul kararıyla tarihinden önce duyuramıyorum, özellikle gayrimenkul yatırımlarımızda bölgede fiyat dengesizliği oluşuyor ne yazık ki.

“KANAL İSTANBUL’A ÖNCÜLÜK YAPTIK”

Bakınız Kanal İstanbul bölgesinde yaklaşık yarım milyon metre kare arazi yatırımında ilk öncülüğü biz yaptık. Türkiye, bu vesileyle körfez bölgesinde sektördeki paydaşlarımızın dikkatini çekti. Katar’da ve Türkiye’de düzenlediğimiz zirvelerde yatırımcılar ile yereldeki sanayiciler iş bilirlikleri oluşturdular, sonradan bunları görmek duymak bizleri mutlu etti.

1915 Çanakkale köprüsünün açılması ve Kuzey Marmara otobanının Silivri’ye ulaşmasıyla ufukta Silivri bölgesinde 347 bin metrekare lojistik arazi yatırımımız var Burada yüzde 100 enerjisini yeşil enerji olarak sağlayan depolama kompleksleri kuracağız. Daha şimdiden dünyanın önde gelen depolama şirketleriyle memorandum imzaladık. Ülkemizde ve Doğu Avrupa’da şu anda depolama alanlarında ciddi sorunlar var, bu sayede sanayi ve üretimde genişleyen ülkemize ,kendi enerjisini kendi üreten yeni depolanabilir alanlar kazandıracağız.

Bu yılın başında EBRD(Avrupa Kalkınma Bankası) ile İngiltere’de yaptığımız ortak basın duyurusunda yeşil enerjiye ek finansman sözünü sanayicilerimize aldığımızı duyurmuştuk.

YEŞİL ENERJİYE YATIRIMLAR DEVAM EDİYOR

Bu yılın başında yeşil enerjiye 3 yıl içerisinde yatırım planladığımızı duyurmuştuk. Bunun 55 milyon TL’lik kısmı GES olarak İç Anadolu’da gerçekleşti, buna ek olarak bazı vakıf üniversiteleriyle iş birliği kararları aldık. İnanıyorum ki yıl sonuna kadar bu anlamda 4 üniversiteyle okul kampüslerinin güneş enerjisiyle elektriğini sağlayacak ve Yap-İşlet-Devret” metoduyla yatırımlarımızı hayata geçireceğiz.Üniversiteler bu sayede kendi elektriğini kendi üretecek ve karbon salınımının azaltılmasında önemli rol model olacaktır.

VAKIF ÜNİVERSİTELERİNE ÇAĞRI

Üniversiteler aylık 1 milyon 500 yüz bin TL ile 2 milyon 500 bin TL arası bir elektrik faturası yükü oluşturuyorlar, bu da yaklaşık 5 MW  enerji tüketimine denk geliyor. Bu kampüs binalarının çatıları güneş panelleri için çok uygun, ek olarak rekreasyon alanlarında güneş tarlalarının oluşturulmasına çalışıyoruz. Bunlar da eklendiğinde verimlilik yükselecek, üniversiteler hem kendi elektriklerini üretecekler hem de fazlasını satarak üniversiteye ek gelirler üreterek yeşil enerjide örnek teşkil edecekler.

Bu anlamda vakıf üniversitelerine ilk olmaları anlamında çağrıda bulunmak istiyorum, öncelikli bu yeşil enerjiye ayrılmış fonlarımızdan faydalanmalarını tavsiye ediyorum.

BLOCKCHAIN TABANLI YAZILIM ŞİRKETLERİNE ANA YATIRIMCILIK

Bu yılın ocak ayında Qatar Foundation’ın da sponsor olduğu Fintech Summit Zirvesi’nde IT ve software geliştiren şirketlere yatırımlarımız olacağını duyurmuştuk. Henüz yılın yarısında olmamıza rağmen, blockchain tabanlı yazılım geliştiren 3 tane yerli şirketimiz ana yatırımcıları olduk, projelerini incelediğimiz 10’a yakın şirket bulunuyor.