Hollanda-Türkiye Ticaret Derneği (HTTD) Başkanı Ethem Emre, Hollanda’da yaşayan Türklerin anadillerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını belirtti.

Emre, önümüzdeki beş ila on yıl içinde anadilimize ilgi ve alaka göstermezsek, gelecek nesillerimize anadilimizi aktarmada zorluklar yaşayacağımızı ifade etti.

Dil kaybının birçok sebebi olduğunu vurgulayan Emre, gençlerin Türkiye’ye yalnızca tatil amacıyla gitmelerinin ve büyüklerin orada elde ettikleri mal varlıklarının genç nesiller için değerini yitirmesinin bu sorunların başında geldiğini belirtti. Türkiye’den elde edilen kazanımların satılarak paraların yaşanılan ülkeye dönmesi, Türkiye’ye yönelik ilgisizliğin artmasına neden oluyor. Bu gençler, artık Türkiye yerine İspanya veya İtalya’dan ev almayı tercih ediyor. Emre, “Dili de unuttuktan sonra kime benzeyeceğiz? Endonezyalılara mı?” diye sordu.

Devletin Sorumluluğu

Emre, bu konuda devletin sorumluluğuna dikkat çekti. Türkiye’deki Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Yunus Emre Vakfı ve Maarif Vakfı gibi kurumların bu konuya eğilmesi gerektiğini belirtti. Hollanda’daki elçilik ve eğitim ataşeliklerinin de bu toplumsal konuda sorumluluk alması gerektiğini vurgulayan Emre, bu sürecin aciliyetine dikkat çekti. “Önümüzde 5 ila 10 yıl var. Bu süreci kaybedersek, sonrasında alınacak tedbirlerin hiçbir faydası olmayacak,” dedi.

Emre, 2014 yılında ilkokullarda Türkçe anadil dersinin müfredat dışına alınmasının tehlikenin başlangıcı olduğunu belirtti. Hollanda’nın eğitim konusunda herkese eşit davrandığını ancak Türkçenin seçmeli ders olarak kalmasının sağlanması gerektiğini ifade etti.

Kendi Çabalarıyla Eğitim

Emre, kendi imkan ve çabalarıyla Türkçe kursları düzenlediğini, ancak velilerin bu çabalara destek vermediğini belirtti. “Hiçbir veli arayıp da ‘Ne güzel bir çalışma, ne katkımız olur?’ diye sormadı,” diye konuştu.

Üniversite gençlerine yönelik Türkçe kursları düzenlediklerini belirten Emre, gençlerin Türkçe konuşamamasının üzücü bir durum olduğunu söyledi. Türkiye’den gelen expat ve öğrencilerin de bu sürece katkı sağlayabileceğini ifade etti. Emre, mevcut durumu analiz ederek sıkıntıları tespit etmenin ve çözümler üretmenin önemine dikkat çekti.

STK’ların Rolü

Hollanda’da Türk orijinli yaklaşık 1.500 sivil toplum kuruluşu (STK) bulunduğunu belirten Emre, bu kuruluşların hedefler konusunda uzlaşmaları gerektiğini söyledi. Gelecek neslin kimlik sorununun üzerine odaklanılması gerektiğini vurgulayan Emre, devlet ve STK’ların iş birliğiyle geniş bir platform oluşturulması gerektiğini belirtti.

İş İnsanlarının Sorumlulukları

Hollanda’da yaklaşık 25 bin Türk iş insanı bulunduğunu ifade eden Emre, bu kişilerin sorumluluk alarak topluma katkı sağlamaları gerektiğini söyledi. Ülke çapında oluşturulacak bir platforma maddi ve manevi destek verilmesi gerektiğini belirtti. “Her şeyi de devlet kurumlarından beklemek yanlış olur,” diye ekledi.

HTTD’nin Çalışmaları

HTTD olarak ticari faaliyetler yürüttüklerini belirten Emre, Hollanda bankalarının Türkiye’nin finans politikalarına güven duymadığını ve Türkiye’den gelen yatırımcılara zorluk çıkardığını ifade etti. Emre, medikal sektöründe Türkiye’de üretilen sağlık araç ve gereçlerinin Hollanda piyasasında tanıtılması konusunda çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Tatil Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Tatil sürecinde sigortaların eksiksiz yapılmasının son derece önemli olduğunu belirten Emre, kaza durumunda gerekli raporların alınması gerektiğini vurguladı. Türkiye’de aracın içinde bulunan yerli insanların da hak sahibi olduklarını belirtti. Emre, doğru büroların tercih edilmesi gerektiğini ve araştırma yapılmasının önemini vurguladı.