Murat Aydın / murat@businessworldglobal.com
Bugün itibarıyla dünya genelinde esen elektrikli otomobil rüzgarı sizce ABD’nin tamamında neden esmiyor? Her ne kadar elektrikli araçlar başkanlar, valiler, vergi yetkilileri ve teknoloji sihirbazları tarafından teşvik edilse de satış eğilimleri Amerikan halkının onları dinlemediğini gösteriyor. Peki otomotiv piyasasında kasırga etkisi göstermesi beklenen elektrikli araçlar neden yeterince tutulmuyor.
Şimdi takvimlerimizi biraz geriye doğru saralım. ABD’nin elektrikli araç ve gereçlerle imtihanını şöyle bir hatırlayalım. 1990’ların başında, kendine saygısı olan her Amerikalı yuppie ve emekli banliyö çifti, satışları 4 milyon adede ulaşan bir elektrikli ekmek makinesi satın aldı. Ancak bu amatör fırıncılar, belirli bir miktar ve oranda un, yumurta, tereyağı, maya ve tuzu metal bir kutuya doldurmanın zaman aldığını ve köşedeki fırına gitmekten çok daha pahalıya mal olduğunu keşfettiklerinde bu moda kısa sürede söndü. Benzer bir durum fişli elektrikli araçlar için de geçerli olabilir mi? Başka bir deyişle günümüzün ekmek üreticileri elektrikli araçlar mı?
ÇALIŞMAYAN İSTASYONLAR
Tesla’nın kurucusu Elon Musk’un girişimcilik konusundaki dehasına ve elektrikli araçları desteklemek için milyarlarca dolarlık devlet sübvansiyonlarına rağmen, görünen o ki tüke- ticiler, garajlarını yenilemek ve bunun getirdiği menzil kaygısından muzdarip olmak yerine hala 5 dakikalık yakıt ikmali için bir benzin istasyonuna gitmeyi tercih ediyor. Terk edilmiş bir alışveriş merkezinin otoparkında şarj istasyonu arama hali aslına bakılırsa birçok olumsuzluğu açıklıyor. JD Power araştırmasına göre, ABD’de halka açık şarj cihazlarının yüzde 21’inin hiçbir durumda çalışmadığı belirtiliyor. Tüketiciler elektrikli araçlardan uzak durmaya başladıkça, tercihleri yalnızca otomobil endüstrisini değil, ABD-Çin ilişkilerini, devlet bütçelerini ve emtia fiyatlarını da etkileyecek.
Burada önemli bir detaya dikkat çekerek, elektrikli araçlarla ilgili geri tepmeyi kanıtlarla desteklemek istiyoruz. Bu ay, 2021’de büyük bir tantanayla 100 bin Tesla satın alan Hertz, 180 derecelik bir dönüş gerçekleştirdi ve kazancından 245 milyon dolarlık bir ücret alarak elektrikli araç filosunun üçte birini el- den çıkarmaya başladı. Dolayısıyla GM’den 175 bin araç satın alma taahhüdü de muhtemelen boşa gidecek. Zengin ve modaya uygun toplulukların dışında tüketiciler, şarj edilebilir elektrikli araçların yanından geçip bunun yerine hibrit ve benzinle çalışan motorları satın alıyor.
SATIŞ HIZI DÜŞÜK
2023’ün dördüncü çeyreğinde elektrikli araç satışları yalnızca yüzde 1.3 arttı. Araştırma sonuçlarına göre elektrikli araçlar benzinle çalışan arabalara göre yaklaşık üç hafta
daha uzun süre bayilerde bekleme eğiliminde. Mercedes Benz EQS üniteleri dört aydır zayıflarken, şirketin finans müdürü yakın zamanda pazarın “oldukça acımasız bir alan” olduğunu kabul etti. Ford, Tesla ve GM’nin elektrikli otomobil fiyatlarını ortalama yüzde 20 düşürdüğü ve Ford’un satılan her birimden 36 bin dolar kaybetmesine neden olan fiyat savaşına rağmen müşteriler bu alandan uzak duruyor.
Aynı zamanda eyalet hükümetleri, kendi bütçeleri kırmızı kanayan haldeyken, elektrikli araçlara devasa sübvansiyonlar sağlıyor. Kaliforniya, 68 milyar dolarlık rekor bütçe açığı bildirmesine rağmen hâlâ her yeni elektrikli araca 7 bin dolarlık destek veriyor. Benzer bir durumda olan New Jersey, 4 bin dolarlık bir çek gönderiyor. Bakalım elektrikli araç sevdasındaki ABD yönetim, bu para musluğunu daha ne kadar açık tutacak?
Elektrikli araçlardaki hayal kırıklığı hibrit- lere yatırım yapan Toyota gibi üreticileri şimdilik daha ileri görüşlü bir pozisyona taşıdı. Geçen yıl Toyota’nın hisse fiyatı GM’ninkini yüzde 40 geride bıraktı. Toyota Başkanı Akio Toyoda, meraklıların ve Wall Street analistlerinin eleştirilerine maruz kaldıktan sonra geçen Ekim ayında insanların “nihayet gerçeği gördüğünü” açıkladı. Elektrikli araçların üretimi için yüzde 90 daha az parça ve yüzde 30 daha az iş saati gerektirdiği göz önüne alındığında, otomobil sendikaları kesinlikle rahatlamış gözüküyor.
SORUNA ENERJİ ÜZERİNDEN BAKMA ZAMANI GELDİ
Elektrikli araçların pazarda henüz istenilen seviyeye gelmemesinde tüketici ataleti dışında önemli bir engelin bulunduğunu hatırlamakta yarar var. Burada hatalı bir elektrik şebekesinin altını çizmek elzem. Bugün daha fazla Amerikalı karanlıkta oturarak daha fazla saat harcıyor. ABD Enerji Bilgi İdaresi, 2013 ile 2021 yılları arasında ortalama kesinti süresinin ikiye katlanarak 3.5 saatten 7 saatin üzerine çıktığını, sıklığının ise yaklaşık yüzde 20 arttığını bildirdi . Dolayısıyla insanların mobilitelerini bir duvar prizine bağlama konusunda isteksiz olmalarına şaşmamak gerek.
ABD elbette yalnız değil. Çin’in BYD (“Hayallerinizi İnşa Edin”) otomobil üreticisi geçtiğimiz yıl Tesla’nın 1.8 milyonuna kıyasla 3 milyon elektrikli araç satarak manşetlere çıktı. Ancak titrek Çin ekonomisi zayıf ABD satışlarına karşı savunmasız. Çin hükümeti ve özel sektör, pil üretimine ve lityum, kobalt, kadmiyum ve diğer önemli mineralleri çıkaran Zimbabwe, Demokratik Kon- go Cumhuriyeti, Küba ve Rusya gibi ülkelere büyük yatırım yapıyor. Peki Çin, emtia fiyatları düşerken Afrikalı siyasi liderleri satın almaya devam edecek mi? Bu musluk ne kadar süre açık kalacak?
SONUCA DAİR…
1990’ların ekmek makinesi modası hiçbir zaman kamu sübvansiyonlarından, hükümet emirlerinden veya
pazar payı kazanmak için şiddetli indirimlerden yararlanmadı. Öyle olsaydı belki birkaç yıl daha devam ederdi. Elektrikli araçlar başkanlar, valiler, IRS ve teknoloji sihirbazları tarafından tanıtıldı. Ama halk dinlemiyor. 60 beygir gücündeki jipin içinde harika görünen Başkan Dwight D. Eisenhower, “İnsanların kafasına vurarak liderlik edemezsiniz: bu saldırıdır, liderlik değil” demişti. İşte gelinen noktada bu tezi doğrulayan bir otomotiv pazara hala var. Gelinen noktada otomobil pazarında içten yanmalı motorların hâlâ liderliği elinde bulundurması belki de sübvansiyon dışında akılcı yöntemlerin de hayata geçmesini elzem kılıyor.