Sergilediği güçlü performans sonrasında 2023’te bir önceki yıla göre TL bazında %100 büyüme ile 8,14 milyar TL, dolar bazında ise %35 büyüme ile 329 milyon dolar ciro elde ederek rekor kıran Doruk Un, gündemine aldığı yeni yatırımlarla 2024 yılında da hız kesmeden büyümesine devam ediyor.
Bu yıl toplamda 8,5 milyon TL Ar-Ge yatırımıyla perakende markası PanPan ile sağlıklı un portföyünü tüketiciyle buluşturan Doruk Un, 2024’ün ilk 6 ayında ihracat pazarlarında %11, iç piyasada da %44 tonaj büyümesi gerçekleştirdi. Şirket perakende pazarında bu yılın sonunda en az %20 büyümeye odaklandı. Yıllık 438 bin ton buğday kırma kapasitesi, yıllık 350 bin ton un üretimi ile Türkiye’nin en büyük un ihracatçılarından Doruk Un, kapasitesinin %65-70’lik kısmını ihracat pazarlarında değerlendiriyor ve 41 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Doruk Un, evsel kullanımdan fırınlara, restoranlardan otellere kadar geniş bir skalada ihtiyaca ve kullanım amacına özel ürünler geliştiriyor. Kendi tohumunu geliştiren tek un üreticisi unvanını da elinde bulunduran Doruk Un, pazara giriş yaptığı perakende markası Panpan ile 2024’te iç pazarda %50’nin üstünde tonaj artışı hedefinde… Tohumculuk yatırımlarıyla da sektörde güçlü bir büyüme hedefleyen şirket, yaklaşık 3 yıldır devam eden Ar-ge çalışmaları sonunda 2024 ekim dönemine 5 çeşit sertifikalı tohumu üreticiler ile buluşturacak.
PanPan paketli un kategorisinde yılda 50 bin ton üretim hedefi
Unun uzmanlık gerektirdiği, doğru unla doğru lezzete ulaşılacağı yaklaşımıyla yola çıkan ve bu amaçla paketli un yatırımı yaparak PanPan Un markasıyla perakende pazarına giriş yapan Doruk Un, ihtiyaca uygun, yüksek nitelikli ve lezzetli un seçenekleriyle sektörde öncü bir vizyon sergiliyor. Türkiye’de ilk defa “Sağlıklı Un” kategorisiyle yerli ata tohumlarından bol lifli ve son derece besleyici 3 farklı ürünü tüketici ile buluşturan Doruk Un, yakın zamanda ürün ailesine glutensiz unu da ekleyerek markalı ve paketli un pazarında büyüme hedefinde. Online kanallar ve tüm büyük marketler dahil olmak üzere güçlü bir penetrasyon oluşturarak paketli un pazarında Türkiye’nin öncü markası olma vizyonuyla hareket eden Doruk Un, tarladan sofraya değer zincirinin tüm kategorilerinde yerini alıyor. Doruk Un PanPan markasıyla tüketici ürün grubu cirosunun %10’unun, karlılığın ise %20’sinin “Sağlıklı Ürün” portföyünden gelmesini hedefliyor. PanPan paketli un kategorisinde 5 yıl içinde yıllık 50.000 tondan fazla tonaja ulaşarak Türkiye’nin en büyük 3 paketli un markasından biri olma hedefinde…
Tamamlayıcı yatırımlar ile entegre yapısını büyütüyor
Doruk Un, fabrika silo kapasitesinin 20 bin tonu için antrepo yatırımını da bu yıl devreye alacak. Beş yılda 50 milyon dolar yatırım yapmayı hedefleyen şirket, yenilikçi ve katma değerli ürün gruplarında glutensiz un, noodle üretim yatırımı, depolama ve lojistik alanında yatırımları da devreye alacak. Doruk Un; üretim, Ar-ge, donuk unlu mamuller üretim ve mağazacılık, lojistik ve depolama, yeni ürün geliştirme, sürdürülebilirlik tarım ve gıda projelerine de yatırım yapmayı hedefliyor.
Marmara Bölgesi’nde buğday veriminde %10 ila %15 arasında artış bekleniyor
Üretime destek vererek dışa bağımlılığı azaltıp Türkiye’de üretilen ürünlerle katma değerli ihracat hedefleyen Doruk Un’un, buğdayın kalbi Tekirdağ’da 20 bin m2 ileri teknoloji ile donatılan üretim fabrikasında yıllık 350 bin ton un üretimi gerçekleştiriyor. Ekim alanı büyüklüğü ve verim açısından Marmara Bölgesi’nin ve Trakya topraklarının Türkiye buğday hasadı için önemine dikkat çeken Erbap, “Marmara Bölgesi Türkiye buğday ekim alanlarının %15-%16’sını, üretimin yaklaşık %21’ini karşılıyor. Ayrıca bölgenin ortalama buğday verimi (350-400 kg/da), Türkiye ortalaması (250-300 kg/da) ile kıyaslandığında, bölge ortalaması Türkiye ortalamasından %40 daha fazla… Bütün bu veriler, buğday tarımının bölge için önemini açıkça ortaya koyuyor. Yıllık yağış ortalaması yaklaşık olarak 585 mm olduğu bölgede iklim ve toprak özelliklerinin de hububat tarımı için uygun olması ve yüksek verim elde edilmesi, dolayısı ile yüksek gelir getirmesi ekmeklik buğday tarımının bölge için önemini artırıyor.” dedi. “Marmara Bölgesi’nde buğday verimi uzun yıllara göre aynı seviyede.” diyen Erbap, 2023 yılına göre de yaklaşık olarak %10 artış beklendiğinin altını çizdi. Erbap sözlerine, “Buğdayın verimliliği için en önemli nokta ekim zamanında yağış alınması. Bu sene Marmara Bölgesi’ndeki ekim zamanı yaşanan kuraklık ve sonrasında alınan aşırı yağış sebebiyle lokal alanlarda ekim hazırlığı yapılamadı. Ekimler bu sebeple bazı bölgelerde az gerçekleşti, fakat ekim yapılan tarlalarda döllenme ve dane dolum dönemimdeki (kritik dönem) uygun yağışlar nedeniyle, rekoltede %10 ila %15 arasında artış bekleniyor. Lokal olarak ekim yapılamayan alanlara ise ekim zamanı ve bölge şartları nedeniyle ayçiçeği ekimi yapıldı.” şeklinde devam etti.
Doruk Tohumculuk’un geliştirdiği tohumlardan yetişen buğdayın verimi, Türkiye buğday verimi ortalamasına göre 3 kat fazla, protein değeri ortalamanın %25 üzerinde.
Doruk Un, savaşlar ve iklim değişiklikleri sebebiyle gelecekte ülkelerin en büyük sorununun ‘gıda tedariği’ olacağından yola çıkarak sürdürülebilir tarım ve sertifikalı tohum çalışmalarını hayata geçirdi. Tarım ülkesi olan Türkiye’de ekim alanlarını ve verimliliği artıracak çalışmalar gerçekleştiren Doruk Un, verimlilik oranı yüksek ve sürdürülebilir çeşitlere odaklanıyor. Gelecek; sürdürülebilir gıda tedariği konusunda yatırım yapan şirketlerin olacak, bu konuda ciddi çalışmalara imza atıyoruz diyen Doruk Un Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Gürsel Erbap, “Doğru tarım politikaları ve verimliliğe odaklanmış üretim yaklaşımlarıyla Türkiye 2 yıl içinde buğday ithal etmeden ihracat gerçekleştirebilir. Buradan yola çıkarak Doruk Un’un iştiraki Doruk Tohumculuk çatısı altında Marmara Bölgesi’nde üç, İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgesinde beş olmak üzere toplam sekiz ayrı sahada buğday, arpa, yulaf, mısır, ayçiçek, acıbakla gibi 80’e yakın tohum geliştiriyoruz. Türkiye buğday verimi açısından kıyaslandığında 3 kat fazla verim gösteren çeşitlerimiz, en önemli kalite parametresi olan protein değerinde de Türkiye ortalamasının yaklaşık %25 üzerine çıktı. Yaptığımız AR-Ge çalışmaları sonunda 2024 ekim dönemine 5 çeşit sertifikalı tohumu üreticilerle buluşturmayı hedefliyoruz. Yüksek verimliliği hedefleyen yeni tohumlarla Doruk Tohumculuk olarak da sektörde güçlü bir yer edinmeyi hedefliyoruz. Öncelikli amacımız üreticilerin aynı tarım arazisinde maksimum verim elde etmesini sağlamak. Dünyada iklim değişikliği nedeniyle ciddi bir gıda krizi söz konusuyken tarım arazilerindeki azalma sebebiyle bu kriz yıllar içinde daha da derinleşecek. Bu açıdan tarım arazilerinin maksimum verime ulaşması bugünün ve gelecek yılların en büyük meselesi. Tarım arazileri çoğalmayacağına göre verimi artırmak, üretimi teknolojiyle buluşturmak ve çiftçi ve üreticilerin bilinçlendirilmesini sağlamak sektörün en önemli konusu olmalı. Biz de bu vizyonla ‘Geleceğe Tohum’ hareketimiz her yıl farklı bir bölgede sertifikalı tohumun önemi ve tarım faaliyetleri alanında bilinçlendirme çalışmalarına ev sahipliği yaparak milli değerimiz olan tarımı ve sertifikalı tohumu hak ettiği değere ulaştıracak çalışmalar yapıyoruz.” dedi.
Doruk Tohumculuk kuraklığa, hastalık ve zararlılara karşı geliştirdiği tohum çeşitlerini yakında çiftçilerle paylaşmaya hazırlanıyor
Tüm bitkisel üretimde olduğu gibi buğday yetiştiriciliğinde de elde edilecek verimi etkileyen en önemli faktörlerden biri çeşit seçimi… Ekolojik uygunluk ve çeşidin verim düzeyine göre ekim yapılmasının önemine vurgu yapan Erbap, “Trakya bölgesinde verimli hasat için kışa ve kurağa dayanıklı çeşit seçilmesi gerekiyor. Ürünün genetik yapısına ve toprağa yatmayacak kadar uzun boylu olmasına dikkat edilmesi önemli. Bölgemizde 150’den fazla buğday çeşidi ekiliyor. Çeşidin bu kadar fazla olması nedeniyle sağlıklı buğday üretimi yapılamazken, daha önceden görülmeyen bazı hastalıklara dayanıklı tohumlar kullanılmadığı için bölgede verim kaybı yaşanıyor. Bu sebeple adaptasyon kabiliyeti yüksek çeşitlere yönelmek oldukça önemli. Doruk Tohumculuk olarak yapmış olduğumuz AR-GE çalışmalarında verimi ve kalitesi yüksek, kuraklığa, hastalık ve zararlılara dayanıklı çeşitler geliştirdik. Bu tohum çeşitlerini yakın zamanda çiftçilerimizle paylaşmaya hazırlanıyoruz.” şeklinde konuşmasını sürdürdü.
Un Sanayicileri karlılıktan fedakarlık ederek dünyadaki liderliklerini sürdürüyor
Türkiye 2024 hasat yılına, buğday da geçen yıla göre %10 ile %15 arasında verim artışıyla girecektir. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin elinde büyük miktarda stok bulunduğundan ve başlayan hasattaki verim yüksekliğinden dolayı 21 Haziran ile 15 Ekim arasında buğday ithalatı yasaklandı. İhracat yapmak isteyen sanayiciler, iç piyasadan buğday temin ederek dahilde işleme kapsamında veya doğrudan un ve buğday ihracatı yapabilecekler. Dünya üzerinden en çok un ihracatı yapan ülkeler arasında ilk sırayı Türkiye alırken sırasıyla Özbekistan, Kazakistan, Arjantin, Rusya ihracatta Türkiye’yi takip ediyor. Ülkemiz 2023 yılında 3 milyon 656 bin ton un ihracatına imza attı. 2024 yılının ilk 4 ayında 1 milyon 295 bin ton un ihracatı gerçekleşirken un sektörü, 2024 yılı sonunda 4 milyon ton un ihracatına ulaşmayı bekliyor. “Dünya un ticaretinde uzun yıllardır birinci olan un sanayicileri, bu durumu yeniden değerlendirerek piyasaya uyum sağlamaya çalışacaklardır. Diyen Gürsel Erbap, “Dünya un ticaretinde özellikle Rusya ve Ukrayna gibi Karadeniz ülkelerinden buğdayı alıp 130’dan fazla ülkeye ihracat yapan un sanayicileri, rekabet konusunda özellikle enerji maliyetleri, lojistik giderleri ve son dönemdeki işçilik giderlerinden dolayı karlılıktan fedakarlık yaparak büyümesini ve liderliğini sürdürüyor. Türkiye’nin önümüzdeki dönemde tarımını geliştirmesi için, ürün desenini bölgelere ve iklim koşullarına göre yeniden dizayn etmesi, sürdürülebilir tarım yaparak kendini geleceğe hazırlaması gerekmektedir.” şeklinde açıklama yaptı.