DFDS, sürdürülebilirlik kapsamında çevresel ayak izini iklim nötr duruma getirmeyi hedefliyor
Denizcilik ve lojistik alanlarında Avrupa’nın lider firması DFDS, 2020 global sürdürülebilirlik çalışmalarını içeren raporunu açıkladı. DFDS, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda çevresel ayak izini kademeli bir biçimde azaltarak 2050 yılına kadar iklim nötr duruma gelmeyi taahhüt ediyor. DFDS, 2030 yılında CO² emisyonlarını %45 oranında azaltacak.
Denizcilik ve lojistik alanlarında Avrupa’nın lider firması Danimarkalı DFDS, iklim eylem planı çerçevesinde 2020 yılı sürdürülebilirlik raporunu açıkladı. DFDS, raporda kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımı kapsamında sürdürülebilirlik çalışmalarıyla çevresel ayak izlerini kademeli bir şekilde azaltarak 2050 yılına kadar iklim nötr olmayı taahhüt ediyor. Şirket raporda çeşitlilik ve kapsayıcılık doğrultusunda halihazırda %23 olan kadın çalışan oranını 2023 yılına kadar %30 düzeyine çıkarmayı hedefliyor.
DFDS Grubu Başkanı ve CEO’su Torben Carlsen sürdürülebilirlik çalışmaları hakkında şunları söyledi; “Bugün şirketimizin %23’ü kadınlardan oluşuyor ve amacımız, 2023’e kadar bu oranı %30’a çıkarmak. Çeşitlilik ve kapsayıcılığı, terfi, işe alım ve projelerde en öncelikli parametre haline getirdik. 2020 gibi zorlu bir yılın ardından, sürdürülebilirlik konusunda kaydettiğimiz ilerlemeyle gurur duyuyorum. Herkesin büyümesi için taşıma azmimiz, kültürümüzün ayrılmaz bir parçası ve hem müşterilerimize, hem de çalışanlarımıza fayda sağlıyor. Bu durum, toplumun değerli bir ortağı olmamıza yardımcı oluyor.”
Çevreci yakıt için inovasyon
Öte yandan DFDS, çevreci yakıt alternatifleri bulmak için 2020’de sürdürülebilir yakıt alanında iki iş birliği başlattı. Bu projelerden biriyle, Kopenhag’da bir hidrojen ve e-yakıt üretim tesisi geliştirilmesi amaçlanırken, diğeriyle, bir hidrojen yakıt hücresi sisteminin ürettiği elektrikle çalışan ve yalnızca su açığa çıkaran, %100 hidrojen yakıtlı bir feribot üretmek amaçlanıyor. DFDS iş birliği ve inovasyonları hızlandırıp, gelecek yıllarda DFDS bünyesinde ve lojistik sektöründe dönüşüm ve sürdürülebilirlik sağlayacak.
Avrupa’nın en büyük çevre dostu amonyak üretim tesisi
DFDS iklim planı doğrultusunda Esbjerg’deki yeni bir üretim tesisinden yeşil, CO2-nötr amonyak satın almayı taahhüt etti. DFDS, ayrıca “Amonyağa Güç Verme” adlı yeni bir projeye katılımla, Danimarka’nın Esbjerg kentinde Avrupa’nın en büyük çevre dostu amonyak üretim tesislerinden birini kuracak. Diğer ortaklar arasında Arla, Maersk, Danish Crown ve DLG bulunmaktadır.
Bu yeni proje, halihazırda DFDS’in dahil olduğu alternatif fosil projelerini tamamlayıcı bir nitelik taşıyor. Proje, yeşil hidrojen, yeşil metanol ve MASH biyoyakıt dahil olmak üzere alternatif fosillerden oluşan DFDS yakıt öngörülerine yeşil amonyağı da ekliyor. Proje ile Avrupa’nın en büyük çevre dostu amonyak üretim tesislerinden biri kurulacak.
İdeal alternatif
Çevre dostu yeşil amonyak, gemilerde kullanılan akaryakıt yerine ideal bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor; çünkü %100 yenilenebilir ve karbonsuz bir süreçle üretiliyor. Yan ürün olarak sadece su ve nitrojen içeren katı bir oksit yakıt hücresinde yakılabiliyor. Bu, DFDS’in 2030’a kadar emisyonlarında %45’lik bir azalma ve 2050’ye kadar iklim açısından nötr bir şirket olma yolunda bir adım olarak hayata geçiriliyor.
“Sıfır emisyonlu gemiler”
DFDS Grubu Başkanı ve CEO’su Torben Carlsen; “Yakıt kullanıcıları ve üreticilerinin bilim adamları ve toplumla iş birliği, sürdürülebilir yakıtları fosil yakıtlara gerçekçi alternatifler olarak sunmanın en hızlı yoludur. Bu ortaklığın, sıfır karbon salınımlı gemi operasyonları hedefimize ulaşmamıza yardımcı olacağını umuyorum.” dedi.
DFDS, çevre dostu amonyak satın alma taahhüdünde bulunarak, alternatif yakıtlarda yeniliği teşvik etmeye yardımcı olacak. Alternatif yakıtlar bulmak, DFDS’de ve genel olarak denizcilik endüstrisinde çevre dostu yeşil bir geçiş için temel olarak değerlendiriliyor. Amonyağa Güç Verme Projesi, yaklaşık 50.000 ton yeşil yakıt üretmeyi ve muhtemelen bir Kuzey Denizi yakıt merkezi olarak hizmet vermeyi hedefliyor. Tesisin 2026 yılında faaliyete geçmesi bekleniyor.
Sürdürülebilirlik stratejisi
DFDS taşımacılık ve lojistik hizmetleri sağlayıcısı olarak, çevresel ayak izini azaltmaya, çalışanlarının güvende ve sağlıklı olmasına ve eşit muamele görmesine yardımcı olacak bir sürdürülebilirlik stratejisi ortaya koyuyor. Sürdürülebilirlik stratejisini 2018 yılında belirleyen DFDS, stratejinin iki ana teması olan Çevresel Ayak İzi ve Sorumlu İşveren temalarını üçer amaçla destekliyor. Şirket, 2019’da bu ilerlemeyi ölçmek için stratejiye bireysel ölçütler dahil etti. DFDS 2020 raporunda spesifik, hedefe yönelik ve eyleme geçirilebilir iklim eylem planını tamamlayarak, Sağlık, Güvenlik, Çeşitlilik ve Kapsayıcılık ve Etik Kurallarını içeren kurumsal sürdürülebilirliği vurguluyor. DFDS, çevresel ayak izini azaltmak ve sorumlu bir işveren olarak pozisyonunu sürekli güçlendirmek için ihbar hatları bulunduruyor, riskleri değerlendiriyor, ilgili girişimleri analiz edip araştırıyor ve taahhütlerine bağlı kalmak için eylemlerini olması gerektiği gibi düzenliyor.
İklim eylem planı
DFDS, kapsamlı iklim eylem planı doğrultusunda hava kalitesinin artmasını sağlayacak. DFDS, iklim planıyla;
- CO2 emisyonlarını 2030 yılına kadar %45 azaltmayı ve 2050’ye kadar şirketin iklim nötr hale gelmesini,
- Faaliyet gösterdikleri bölgelerde kirlilik, atık ve gürültünün azaltılmasına katkı sağlayan sorumlu bir komşu olmayı,
- Denizlerde faaliyet gösteren bir şirket olarak okyanus canlıları ile bu alandaki araştırma ve eğitim çalışmalarını desteklemeyi hedefliyor.
DFDS, 2008’den 2030 yılına kadar sera gazı salınımını %45 azaltmayı planlarken, bu oran, 2019 ile 2030 arasında %32’lik bir düşüşe karşılık geliyor. DFDS, 2019’dan bu yana CO² emisyonlarını %4 azalttı. Ortalama yakıt tüketimini düşürerek verimliliğini artırmayı ve emisyonlarını azaltmayı sürdürdü. Bunu sağlayan ana etkenler, yeni verimli tonaj, operasyonel ve teknik iyileştirmeler ve birçok gemide direnci azaltmak için; yosun oluşmasını önleyen yenilikçi kaplama uygulamaları oldu.
20’den fazla proje
DFDS, operasyon ve yakıt verimliliğini sürekli artıran bir şirket olarak 2008 ile 2020 yılları arasında %21 iyileşme sağladı. 2023 ve 2030 hedeflerine ulaşmak için uygulama hızını artırmak gerektiğinden DFDS, filo yenileme ve çevresel yükseltme, gemilerin hidrodinamik performansını optimize ederek sudaki sürtünmeyi azaltma ve karar destek sistemlerini iyileştirerek mürettebat ve kıyı destek ekiplerinin daha yüksek yakıt verimliliğiyle çalışmasını sağlama ve enerji tüketiminde sürekli iyileştirmeler gibi, gerekli eylemleri tespit ederek ilerliyor. DFDS, aktif olarak yeni itiş ve enerji üretim yöntemleri geliştirip test ediyor ve biyoyakıtlar gibi düşük karbonlu yakıt testlerine katılıyor.
DFDS, mevcut filosunun CO2 emisyonlarının gelecek 10 yılda azaltılmasını amaçlayan 20’yi aşkın proje yürütüyor. Bunun yanı sıra DFDS, yeni Jinling gemilerinin dördüne kuru havuzda silikon bazlı daha iyi bir gövde kaplaması uyguladı. Bu gövde kaplaması, diğer iki Jinling gemisine de uygulanacak. Bu basit iyileştirme, su direncini azaltırken daha az yakıt kullanılmasına olanak tanıyor. Yalnızca bu dört gemiye yapılan uygulama ile DFDS’nin yıllık CO2 emisyonunun %4 ile 6 arası veya 10.000 ton azalması bekleniyor.
Sıfır emisyona doğru
Nakliye hizmetlerinde sıfır emisyona büyük geçiş süreci, sektörümüzün fosil yakıtlara bağımlı mevcut filolarını tamamen yenilenebilir enerjiden üretilen sürdürülebilir yakıtlı gemilerle değiştirmesini gerekli kılıyor.
DFDS, 2050’ye kadar fosil yakıtları amonyak, hidrojen veya metanol gibi sıfır emisyonlu yakıtlarla değiştirecek. DFDS, çevre dostu yakıtların üretimini daha iyi anlamak ve kullanılabilirliğine katkıda bulunmak için Kopenhag’da bir hidrojen fabrikasının ve Esbjerg’de çevre dostu bir amonyak üretim tesisinin geliştirilmesine katkı sağlıyor. Bu tür projelerle, fosil yakıtlar ve yenilenebilir yakıtlar arasındaki fiyat farkını azaltmayı ve ticari rekabetçiliğinizi sürdürmeyi amaçlıyor.
DFDS, tüm bunlara ilave olarak AB’nin Avrupa Sürdürülebilir Deniz Taşımacılığı Forumu (ESSF) ve Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) Deniz Çevresini Koruma Komitesi’ne (MEPC) aktif olarak katılıyor.
Emisyon hedefleri
• DFDS, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) sera gazı stratejisine tam uyum ile sera gazı emisyonu performansını raporlarken “Gros Tonaj x seyahat mesafesi” formülünü kullanıyor.
• Şirket, 2008’de GT/mil başına 17,1 gram CO2 referans değere göre 2023 hedefini GT/mil başına 12,4 gram CO2 olarak belirledi.
• DFDS, 2030 hedefini, GT/mil başına 9,6 gram olarak belirledi. Dolayısıyla, 2008 ile 2030 arasında %45 düşüş hedefliyor. Şirket, 2008 ile 2020 arasında %21’lik bir düşüş kaydetti.
• 2030 hedefine ulaşmak için 2020 seviyelerinin üstüne %29’luk bir düşüş gerekiyor.
Kıyı güç kaynağı
DFDS, yerel NOx ve parçacıklı madde emisyonlarını azaltma çalışmaları kapsamında, gemilere kıyı güç kaynağı kurmayı planlıyor. Böylece, limanda bekleme sırasında yedek motorları devre dışı bırakarak emisyonları, zararlı parçacık salınımını ve gürültüyü azaltabilecek. Bu işlem, yerel hava kalitesini yükseltecek ve yenilenebilir elektrik kaynaklarının kullanılması durumunda emisyonu sıfırlayacak. DFDS’in yeni inşa edilen tüm gemileri, kıyı güç sistemi işlevine sahip ve şirket 2020’de son kurulumu Oslo-Frederikshavn-Kopenhag güzergahına gerçekleştirdi. Oslo Limanı, kurulumunu 2020’de tamamlarken, Göteborg’da yeni elektrikli kıyı güç kaynağı sistemi Ocak 2021’de devreye girecek. Öte yandan DFDS, Kopenhag’da kıyı güç kaynağı için Copenhagen Malmö Port liman şirketiyle niyet mektubu imzaladı. Anlaşmaya göre CMP, mevcut güverte kurulumlarımızın eksiksiz kullanmasını sağlayan bir bağlantı için yatırım yapacak.
Okyanus canlılarının korunması
DFDS, balast suyunu deniz ekosistemine salmadan önce biyolojik organizmaları çıkararak veya etkisiz hale getirmek için etkin bir biçimde çalışmaya devam ediyor. DFDS, 2020 yılında sürdürülen Balast Suyu Yönetimi programı kapsamında sekiz gemi daha balast suyu işleme sistemleri yerleştirerek toplam 20 gemiye yeni sistemleri kurdu. DFDS, 2021’de sekiz yeni sistem daha kurmayı ve 2024 yılında tüm gemilere balast suyu işleme sistemi kurmuş olmayı planlıyor.