BEE&YOU, Türkiye’de ilk ve tek olan Sözleşmeli Arıcılık Modeli sayesinde hem arıcılığı destekliyor hem de sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunuyor. Doğal ve izlenebilir arı ürünlerin güçlü Ar-Ge altyapısı ve inovasyonla buluşturan BEE&YOU, global pazarda da büyümeye devam ediyor.
Günümüz dünyasında sürdürülebilirlik artık yalnızca çevresel bir sorumluluk değil; aynı zamanda ekonomik, toplumsal ve etik bir zorunluluk haline geliyor. Yenilikçi arı ürünleri markası BEE&YOU, bu anlayış doğrultusunda iş modelini sürdürülebilirlik temeli üzerine inşa ediyor.
Türkiye’de ilk ve tek olan sözleşmeli arıcılık modeliyle BEE&YOU, arıcılık sektörü desteklerken arıların ve ekosistemin korunmasına da katkı sağlanıyor. Arıcılarla doğrudan yapılan sözleşmeler sayesinde, pestisit içermeyen ve çevresel tehditlerden uzak alanlarda üretim yapılması teşvik ediliyor. Böylece kovandan sofraya izlenebilir, tamamen doğal arı ürünleri tüketiciyle buluşurken doğa dostu bir üretim modeli de hayata geçiriliyor.
BEE&YOU Türkiye’nin en sistematik arıcılık ağlarından birini kurdu
Bugüne kadar 50 bini aşkın arıcıyla doğrudan iş birliği kuran BEE&YOU, 2 milyondan fazla kovanla üretimi destekleyerek Türkiye’nin en sistematik arıcılık ağlarından birini kurdu. Bu model sayesinde %100 pestisitsiz üretim ve %100 izlenebilirlik sağlanıyor. Modelin başarısı, yalnızca Türkiye sınırlarında kalmıyor; marka ABD’deki faaliyetlerini BEE&YOU adıyla sürdürüyor. Propolis, ham bal, arı sütü ve polen gibi BEE&YOU markalı ürünler; Trader Joe’s, CVS Pharmacy, GNC, Walmart gibi perakende zincirlerinin yanı sıra Amazon gibi dijital platformlarda da tüketiciyle buluşturuyor. Tüm ürünler “kovandan rafa izlenebilirlik” ilkesiyle üretiliyor ve çevre dostu ambalajlarla tüketiciye sunuluyor. Marka, doğal ve fonksiyonel ürünleri daha geniş kitlelerle buluşturmayı hedefliyor.
“Adil ticaret ilkesi doğrultusunda üreticilerin emeğini destekliyoruz”
BEE&YOU’nun iş modelinin sürdürülebilirlik vizyonu üzerine inşa edildiğini söyleyen BEE&YOU Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Funda Samancı, “Üretimden rafa tüm iş süreçlerimizde ‘Arı varsa, hayat var’ anlayışıyla hareket ediyoruz. Arıcılarla doğrudan iş birliği kurarak tüketicilere izlenebilir ve güvenilir ürünler sunuyoruz. Satış gelirimizin yüzde 1’ini arıcılara ekipman desteği olarak ayırıyor, adil ticaret ilkesi doğrultusunda üreticilerin emeğini destekliyoruz. Dünyadaki bitki türlerinin yüzde 75’inin tozlaşmasında rol oynayan arılar, tarımsal üretimin ve biyolojik çeşitliliğin devamı için hayati öneme sahip. Ancak iklim değişikliği, bilinçsiz tarım uygulamaları, çevre kirliliği gibi faktörler arı popülasyonunu tehdit ediyor. Biz de bu alanda farkındalık yaratmak için eğitim ve farkındalık çalışmaları düzenliyor, doğal ve sürdürülebilir arı ürünleri kullanmanın önemini anlatıyoruz. Bunun yanı sıra gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik üzerine bilinçlendirme kampanyaları yürütüyoruz. Çevre dostu ambalajlar ve geri dönüşüme uygun paketleme seçenekleri sunuyoruz” diyor.
