Umut Çelik / Business World Global Yazı İşleri Müdürü
Toplumun kanayan yarası asgari ücret Ocak 2024’ten beri hiç zam görmedi, ama iğneden ipliğe her şey her ay hatta bazısı haftadan haftaya zam gördü. Gerek piyasa gerekliliği, gerek uyanıklık sebebiyle. Üstüne üstlük herkes Aralık’ta hazır bekliyor, asgari ücret için sözde zarar etmemek adına önlem zammı yapacaklar ve ardından da Ocak 2025’te birer zam daha yapıştıracaklar.
Bunu ekonomiyi yönetenler de biliyor, burada sallayan troller de biliyor. Açıklanan enflasyon verileri gerçeği yansıtmıyor, buna binaen yapılan işçi, memur, emekli maaş zamları yetersiz. Böyle devam ederseniz zaten gelen silkeler giden silkeler.
Maaş zamları, maksimum 3 ay rahatlama sağlar, geriye kalan 9 ayda, alım gücünüz 1 sene önceye göre daha düşük hale gelecek demektir.
Normal şartlarda asgari ücretin bu denli artmaması ve paralelinde de enflasyonun ya sabit kalması ya da düşmesi gerekir. Hatta düşülecek enflasyon ile birlikte asgari ücretlerin de düşmesi gerekir. Tabii ki gerçek değeler, rakamlar üzerinden olmalı.
Asgari ücret artışı ne yazık ki enflasyon artışına sebep olacak. Çünkü tüm sektörler bir anda bu yeni ücretlendirmeye göre pozisyon alacak ve gelecek o zam fazlasıyla eriyecek gidecek.
Artık bence bizim ülkede ekonomik krizi yaratan en büyük unsur ticaret unsurları. Birçok sektörde aldısı verdisi filan maliyeti hesaplasan, en az %300-500 kâr oranlarına rastlıyorsun. Mesela tamamen 100 liraya mâl olan tişört 1000 liraya satılıyor, 50 liraya mâl olan ekmek arası bir şeyler 300 liraya satılıyor filan..
Fakat asgari ücret dediğimiz şey bugün açlık sınırı. O para ile geçinmek mümkün değil. Değil 22 bin liraya geçinmek, 30 bin liraya bile geçinmek çok zor..
Bence zam bile gelmemesi lazım. Zam geldiği her seferde boku yine asgari ücretliler yiyor. 17 bin lirayken 20 bin lira kira veriyorlar ya, 22 bin olursa 35 bin kira verecekler.
Sorunun asgari ücret zammı olmadığını anlamak lazım. Pek çok küçük ve orta ölçekli üretici asgari ücret yerinde bile kalsa bu vergi yüküyle devam edemez. Herkes asgari ücret almıyor, üretim ve yönetim asgari ücretli ile olmuyor ve inanılmaz adaletsiz bir vergi sistemimiz var. Sürekli ufakları ezen ve ne hikmetse büyükleri affeden!
Mesele ücret artışları değil, toplam arzın optimal düzeyde artırılamaması, yanlış faiz politikası ve yoğun dış göç alımıdır. Bütün bunların gerçekleşmesinde 17.002 lira alan fakir fukaranın oy vermek dışında katkısı ve günahı yoktur. Halıya kim pislediyse gelsin o temizlesin.
Asgari ücret zaten şu an 500 dolar civarında ve Cumhuriyet tarihinin en yüksek asgari ücreti. Bunu daha da artırmanın hiçbir pozitif etkisi yok.
Emin olun işçiler birkaç sene önce asgari ücretin 5 bin TL olduğu dönemde yaşamayı tercih ederdi, çünkü alım gücü daha fazlaydı.
Önce gidip senede 3-4 defa zam yapan esnafa hesap sorsunlar. Saç kesimi senede 3 defa zamlanır mı? Ahilikten gelen esnafın ahlaksızlığına çözüm bulacak denetim sistemleri kurulmadıkça asgari ücret 100 bin TL olsa ne fayda!