2050 Karbon Nötr hedefini ve Stratejik Dönüşüm Planını geçtiğimiz yıl sonunda açıklayan Tüpraş, “Enerjimiz Geleceğe” mottosuyla yürüttüğü faaliyetlerini paylaştığı “2021 Sürdürülebilirlik Raporu”nu yayımladı.
Tüpraş’ın 2021 yılı Sürdürülebilirlik Raporu, şirketin Stratejik Dönüşüm Yolculuğu ile düşük karbonlu ekonomiye geçişteki yatırımlarına ve sera gazı emisyonlarının azaltılmasındaki öncü faaliyetlerine yönelik bir yol haritası sunuyor. Rapor, ilk defa üretim süreçlerinden kaynaklı Kapsam 1 ve 2 emisyonlarını açıklamanın yanı sıra, TCFD risk ve fırsat değerlendirmesi gibi birçok yeni veriyi de içeriyor.
Küresel Raporlama Standartlarına uygun olarak hazırlanan raporda; paydaş öncelikleri, iç ve dış paydaşların görüşlerine başvurularak Stratejik Dönüşüm Planı ile entegre bir şekilde sürdürülebilirlik yol haritasına dahil edildi.
“Stratejik Dönüşüm Planımız sürdürülebilirlik anlayışımızı destekliyor”
2021 yılının Tüpraş için bir dönüm noktası olduğunu belirten Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, “Stratejik Dönüşüm Planımız sürdürülebilirlik anlayışımızı destekliyor. ‘Enerjimiz Geleceğe’ diyerek, gelecek nesillere karşı üstlendiğimiz sorumlulukla, değer zincirimizin çevresel ve sosyal etkilerini iyileştirmek için çalışıyoruz. Sürdürülebilir bir dünya için değişip dönüşürken, mevcut varlıklarımızın rekabetçiliğini ve kârlılığını artırma hedefiyle hareket ediyor, aynı zamanda sürdürülebilirlik anlayışımızı güçlendirecek yeni iş alanlarına yatırım yapmayı önceliklendiriyoruz. Önümüzdeki dönemde rafineri faaliyetlerinde karbon salınımını azaltırken, alternatif enerji üretim yöntemleri kullanan bir oyuncu olmayı hedefliyoruz” dedi.
Stratejik Dönüşüm Planını, Türkiye’nin 2053 net sıfır karbon emisyon hedefine ulaşmasında Tüpraş’ın öncü rolünün bilinciyle ortaya koyduklarını dile getiren Yelmenoğlu, şöyle devam etti: “Stratejik Dönüşüm Planımız kapsamında ilk aşama olarak, üretim süreçlerimizden kaynaklı Kapsam 1 ve 2 emisyonlarımızı 2017’ye göre 2030 yılında yüzde 27, 2035 yılında ise yüzde 35 oranında azaltmayı taahhüt ediyoruz. 2050 itibarıyla ise, daha çeşitli bir ürün portföyü sunmayı, Kapsam 1 ve 2 emisyonlarında karbon nötr olmayı ve Türkiye’nin lider sanayi şirketi konumumuzu sürdürmeyi hedefliyoruz. Sadece Tüpraş’ı değil, iştiraklerimizi ve tüm değer zincirimizi de karbonsuzlaştırma yaklaşımıyla hareket ediyoruz. İş süreçlerimizde iklim değişikliği risklerini yönetirken, ulusal ve uluslararası politika ve uygulamaları yakından takip ediyoruz. Kısa bir süre önce İklimle Bağlantılı Finansal Beyanlar Görev Gücüne (TCFD) destek veren küresel şirketler arasına katıldık.”
“Sürdürülebilirlik yatırımlarımızın payı yüzde 55 olarak gerçekleşti; ESG performansımızda yüzde 22 gelişme sağladık”
Tüm süreçlerinde kaynakları verimli kullandıklarını ve döngüsel ekonomiye katkı sağladıklarını ifade eden Yelmenoğlu, 2021 yılında sürdürülebilirlik yatırımlarının toplam yatırımlar içerisindeki payının yüzde 55 olarak gerçekleştiğini, toplam 388 milyon TL çevre yatırımı ile 2020 yılına göre bu alanda 150 milyon TL daha fazla yatırım harcaması yaptıklarını belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim (ESG) değerlendirme endekslerinde ortalama yüzde 22 oranında gelişme sağladık. Yeni yol haritamız ışığında son dönemde bu alandaki performansımızı sürekli geliştirmek için çalışmalarımıza devam ediyor ve 2022 yılı için değerlendirme endekslerinde ortalama yüzde 20 gelişme hedefliyoruz”.
“Geleceğin enerjisi için dönüşürken kapsayıcılığı odağımıza aldık”.
Geleceğin enerjisi için dönüşümü gerçekleştirirken, insan odaklı bir yaklaşımla çalışanlarını en değerli varlığı olarak gördüklerini belirten Yelmenoğlu, “Eşitlikçi, kapsayıcı, adil, insan haklarına saygılı ve emniyetli bir çalışma ortamını tüm süreçlerimizin merkezinde tutuyoruz. Geleceğin iş modellerine uyumlu bilgi ve yeteneklere sahip iş gücü yetiştiriyoruz. Birleşmiş Milletler Kadın Gücü Kadınların Güçlenmesi Prensipleri’nin (UN WEPs) imzacısı olarak, kapsayıcı ve eşitlikçi bir iş yeri olma hedefiyle hareket ediyor, sahalarda kadınların eşit temsili için çalışmalar yürütüyoruz. Bu alandaki çabalarımızla Bloomberg’in Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde (Global Equality Index-GEI) yer aldık” diye konuştu.