Business World Global

HİBSAN, kendi sektöründe fark yaratmaya devam ediyor

HİBSAN, kendi sektöründe fark yaratmaya devam ediyor
18 Ekim 2024 - 15:06

1979’da küçük bir keşifle başlayan HİBSAN, bugün dünya markalarına üretim yapan öncü bir Türk firması. Aspiratörden davlumbaza, ocaktan mikrodalga fırına uzanan geniş ürün yelpazesiyle sektörde fark yaratmaya devam ediyor.

HİBSAN 2. Kuşak Temsilcisi Soner Tunceli ile sektörün son durumunu ve yeni yatırımlarını konuştuk.

Kaç yıldır sektörde üretici konumundasınız? Firmanın kilometre taşlarını bizlere kısaca anlatır mısınız?

Yakın bir zamanda 45. senemizi kutlayacağız. Aslında hikaye 1979 yılında kurucumuz Hikmet Tunceli’nin Almanya’da bir fuara gitmesi ve orada hayatında ilk kez mutfaklarda kullanılan ocaküstü aspiratör diye bir şey görmesiyle başlıyor.

Kendisi zaten böyle yeni şeylere pek meraklı olduğu için bir numune alıp geliyor. Aspiratör o zaman Türkiye’de üretilen bir şey değil. Avrupa’da bile yeni yeni ortaya çıkıyor. Bu nedir, nasıl çalışır şeklinde arkadaşlarıyla inceliyor ancak zaten kendisi dahil bütün arkadaşları ayrı yerlerde çalışıyorlar ve hiç paraları yok. Sonra Hikmet Bey “gelin biz bunu yapalım” diyor ve bir finansör bulup kalıpları yaptırmaya ikna ediyorlar. Ancak kolay bir iş değil, birçok sorun yaşıyorlar, kalıplar olmuyor vs… çoğu yarı yolda terk ediyor projeyi. Hikmet Bey 6-7 ortaktan zaman içinde tek başına tek ortak kalıyor ama vazgeçmiyor.

1981 yılında HİBSAN kuruluyor. Biz (ağabeyimle birlikte) ikinci kuşak olarak devam ettiriyoruz fabrikayı.

1997 yılında ilk kez aspiratör dışında yine ocaküstü bacalı, davlumbaz üretimini de yapmaya başladık.

İlk başlarda daha çok yerli markalara üretim yaparken, 2000’li yılların başında yavaş yavaş dışarıya açılıp, yeni birçok yabancı marka ile çalışmaya başladık. Bundan kısa bir süre sonra ise Hikmet Bey’in Almanya’da gördüğü aspiratörü ilk kez Almanya’ya ihraç etmeyi başarmış olduğumuz bir yıl yaşamış olduk 2000’lerin başında.

2011 yılında, üretim yaptığımız markalar bizden aspiratör ve davlumbaz modelleri dışında mikrodalga, buzdolabı, ocak, fırın gibi mutfakta kullanılan birçok tamamlayıcı ürün de talep etmeye başlamıştı. Ancak biz üretim ve uzmanlık olarak kendimizi sadece aspiratör ve davlumbaz üretiminde tutmak istediğimizden, fakat taleplere yanıt da vermek istediğimizden ayrı bir pazarlama firması kurarak (PROFF) tüm bu bahsedilen ürünlerde de çözüm ortağı olduk. Ancak üretim olarak halen sadece davlumbaz ve aspiratör üretimi gerçekleştiriyoruz.

2024 itibariyle artık 95 ülkeden fazla ülkeye doğrudan ihracat yapan bir Türk fabrikası olmuş olduk.

2026 yılına doğru 20.000 m2’lik ikinci fabrikamızı HADIMKÖY İstanbul’da açmış olacağız, şu an inşaatı sürmekte.

Dünyada konumunuzdan bahseden misiniz? Kimlere üretim yapıyorsunuz?

Doğrudan üretim yaptığımız sanırım 300’den fazla marka var. Bunların en az 10-12 tanesi çok büyük dünya markaları ve gizlilik anlaşmalarımız gereği bunları elbette açıklayamam. Bizim hedefimiz aspiratör ve davlumbaz üretiminde, Avrupa pazarına yakın, güçlü bir üretici olarak kalıp, her sene yeniliklere, belki ilginç bir tabir olacak ama “davlumbaz modasına” uyum sağlayarak, Dünya’daki stratejik konumumuzu perçinlemek.

Sektöre kattığınız inovasyondan bahseden misiniz? Son dönemdeki yenilikçi ürünleriniz neler?

Bu sene daha çok silindir modeller üzerinde çalıştık. Biraz piyasanın talebi o yönde. Bu sene katıldığımız fuarlarda da bu modeller yoğun ilgiyle karşılandı. Dünya ile verimli rekabet etmek için sadece tasarım değil, üretim teknikleri açısından da birçok patent geliştiriyoruz. Örneğin bir makinenin ucunda yaptığımız ufak bir değişiklik önemli bir maliyet avantajına dönüşebiliyor ve bunları da patentliyoruz. Türkiye bu konuda biraz isteksiz ancak entelektüel mülkiyet haklarına özellikle gelişmiş ülkelerde oldukça önem veriliyor. Belki de bu yüzden biraz da gelişmiş ülkeler olabilirler. Bunun dışında yakın zamanda yine tasarım tescili ve patentini aldığımız, dünyanın ilk büyük ekranlı televizyonlu davlumbaz modelimiz var. Ancak seri üretimine ne zaman geçeriz açıkçası net bir şey söyleyemiyorum. Bizim televizyonlu davlumbazımızın bir başka önemli özelliği de, ocaktan çıkacak olan buharın ekrana gelmesini engelleyen bir sistem geliştirmiş olmamız. Böylece rahat bir şekilde televizyon izleyebilecek kullanıcılar. Elbette bunlar biraz spesifik ve marjinal olarak nitelendirilebilecek ürünler ancak yine de ürün gamımızda bulunması, markalara seçenek olarak sunulması önemli.

Türkiye’de iç pazarı biraz değerlendirir misiniz? 2025 sektör nasıl bir noktada olacak?

Türkiye açıkçası biraz zor bir dönemden geçiyor ancak eğer dünyanın artık hemfikir olduğu doğru ekonomi politikalarını istikrarlı bir şekilde sürdürmekte gerçekten kararlı olursak, en azından bundan sonrası için konuşuyorum, önce ateşin dinmesiyle beraber yavaş yavaş düzlüğe çıkmamamız için bir sebep ben göremiyorum. Elbette ekonomik politikalar da bir yere kadar tabii, eğer “ben Dünya devleriyle rekabet edeceğim” diyorsanız başka açılardan da Türkiye’nin mesafe kat etmesi gereken konular var. “İç piyasa”ya üretim yaptığımız markalar yurt dışına yaptığımız üretimlerin %5’ine ancak tekabül ediyor diyebilirim. Yine son rakamlara bakmam lazım tabii. O yüzden biz fabrika olarak daha çok dışarıdaki gelişmelere bağımlıyız. Örneğin çok ihracat yaptığımız bir ülkedeki ekonomik kriz o ülkeye yaptığımız ihracatı aksatıyor, ya da bir savaş durumu vs… Yine de 2025 yılının, maliyet hesaplarını, gizli maliyetleri de işin içine katarak yapan, belli bir vizyona sahip şirketler için güzel geçmemesi için bir sebep yok. 

Çok yakın bir dönemde 2 fuara da katılmışsınız. Fuarlar nasıl geçti? Yeni ülkelere giriş yapacak mısınız?

Bu sene, her sene olduğu gibi sektörümüzle ilgili iki büyük fuara da katıldık. Özellikle elektronik eşya ve inovasyon alanında dünyanın en büyük fuarı olan Almanya Berlin IFA fuarında sergilediğimiz yeni modeller büyük bir ilgiyle karşılandı. Yeni modellerimizi görünce  “İtalyan üretici misiniz?” diye soranlar çok oldu. Sevinelim mi üzülelim mi bilemedik. Sanırım Türkiye’nin bir ülke olarak da Dünya’da inovatif, yenilikçi, estetik bir ülke olarak anılması bir zaman alacak. Elbette bu sadece birkaç üreticiyle olacak şey değil. Hali hazırda zaten artık 100’e yakın ülkeye doğrudan ihracat yaptığımız için biz fuarlarda yeni müşteriler bulmaktan çok, daha çok işbirliği yaptığımız markalarla bağlarımızı kuvvetlendirmek, onları ağırlamak, yeni tedarikçilerle tanışmak için bir festival gibi görüyoruz. 

Hibsan’ın kısa ve orta vade hedefleri nelerdir?

HİBSAN olarak aslında tek bir hedefimiz var diyebilirim. Özellikle şu an Hadımköy’de inşaatı sürmekte olan yeni fabrika inşaatımızın tamamlanmasıyla beraber, daha çok uzun yıllar Türkiye’nin aspiratör ve davlumbaz üreticisi olarak konumumuzu korumak, kapasitemizi bir miktar daha artırıp, yeni birkaç büyük marka anlaşmalarıyla beraber sektördeki ‘stratejik ortak’ algısını, yeni model ve ürün çeşitliliklerimizle kuvvetlendirmek.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
EN ÇOK KAZANANLAR
    EN ÇOK KAYBEDENLER
      EN ÇOK İŞLEM GÖRENLER
        BUGÜN 1000TL NE OLDU?
        • -

          BORSA

        • -

          DOLAR

        • -

          EURO

        • -

          ALTIN

        KUR ÇEVİRİCİ

        Para Birimi

        Çevrilecek Para Birimini Seçin

        Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları businessworldglobal.com'a aittir, haberleri kopyalamayınız.

        [reklam]