Efe Gökçe / efe@businessworldglobal.com
DFDS Akdeniz İş Birimi, sürdürülebilirlik vizyonuyla çevresel ayak izini kademeli bir biçimde azaltarak 2050 yılına kadar iklim nötr durumuna getirmeyi taahhüt ediyor.
DFDS’nin sürdürülebilirlik yaklaşımını, bu alanda yaptıklarını ve gelecek dönem hedeflerini DFDS Akdeniz İş Birimi Satış, Pazarlama, İş Geliştirme ve Strateji Başkan Yardımcısı Fuat Pamukçu’dan dinledik:
“DFDS Akdeniz İş Birimi olarak operasyonlarımızı ve ticari faaliyetlerimizi yürütürken, gezegenin ve toplumun geleceği adına da sürdürülebilirlik alanında projeler hayata geçiriyoruz. Günümüz dünyasında tüketiciler sadece son ürünle değil aynı zamanda firmaların sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk alanlarındaki performanslarına da odaklanıyor. Hem kara hem deniz yolu taşıması yapan bir lojistik şirketi olarak müşterilerimizin daha yeşil bir dünyada yaşama isteği doğrultusundaki taleplerini karşılama yükümlülüğümüz var.
DOĞAL KAYNAKLARIN DAHA VERİMLİ KULLANILMASINA DESTEK OLUYORUZ
Bu alanı bir öncelik olarak görüyor, BM’nin sürdürülebilirlik hedefleriyle uyum içinde inovatif çözüm ve teknolojilere yatırım yapıyoruz. Sektörün ve hepimizin geleceği için gemilerimizin daha uzun süre daha verimli çalıştırılmasını sağlayan yeni teknolojik gelişmelerden faydalanarak sürdürülebilir ekonomiyi desteklemeye ve doğal kaynakların daha verimli kullanılmasına destek oluyoruz.
Karbon emisyonlarını azaltmak için hem kısa hem de uzun vadeli eylemlere odaklanan 2 parçalı bir iklim stratejisi ile ilerliyoruz. Sürdürülebilirlik vizyonu ile çevresel ayak izimizi kademeli bir şekilde azaltarak 2050 yılına kadar iklim nötr olmak için çalışıyoruz. Kısa vadeli hedefimiz ve hatta taahhüdümüz, 2030 yılına kadar karbon (CO2) emisyonlarını yüzde 45 azaltmak.
Uzun vadede ise sürdürülebilirlik planlarımızı şu 3 parametre üzerinden değerlendiriyoruz:
-İş ortaklarımız: Bilgi eksikliklerini kapatmak, finansman sağlamak ve çevreci yakıtlardan yararlanabilmek için iş ortaklarımızla ortak projeler gerçekleştiriyoruz.
-Yeni yakıt türlerinin değerlendirilmesi: Benzer şirketler, tedarikçiler ve üçüncü partilerle iş birliği.
-Yeni inşa edilen gemilerde yeşil yakıt türlerinin uygulanması ve filo yedekleme planlamasının yapılması.
KARAYOLUNDAKİ SALINIMIMIZI SIFIRA İNDİRECEK OLAN YATIRIMLARIMIZI YAPMAYA BAŞLADIK
Sürdürülebilir bir dünya için inovasyonlardan ve son teknolojilerden yararlanmak kaçınılmaz. Daha yeşil gemiler, kamyonlar, TIR’lar, pil sistemleri, farklı enerji modları (Hidrojen, Amonyak, Metanol) gibi teknolojiler olmadan sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak mümkün değil.
Bu vizyon kapsamında yürütülen çalışmalara örnek vermek gerekirse, karayolu taşımacılığımızı sürdürülebilir kılmak için Volvo Trucks ile ortak bir proje hayata geçirdik. 125 adet elektrikli TIR’la karayolundaki salınımımızı da sıfıra indirecek olan yatırımlarımızı yapmaya başladık. Buna ilaveten hidrojen kullanan TIR’ların testleri de yapılmaya başlandı. Mesela Belçika’da Gent’te Volvo fabrikasından çıkan malı taşırken iç nehirlerin solar panel kullanılarak elektriklenmesi yeni bir proje.
Bu süre zarfında da gemilerimizin tamamında “anti-fouling” dediğimiz suyla olan sürtünmeyi dolayısıyla yakıt tüketimini azaltan boyaların kullanımından tutun da gemilerin rotalarını, akıllı teknolojiler kullanarak yakıt tasarrufu sağlayacak şekilde belirlemeye ve filo optimizasyonlarının bir merkezden teknoloji aracılığıyla yapılmasına kadar farklı çalışmalar yürütüyoruz.
Aynı zamanda “reefer” dediğimiz taze meyve-sebze ve et ürün grubunda da çok büyük bir taşımacıyız. Buradaki römorkların tepelerine solar paneller kurularak yakıt tüketiminin sıfırlanması gibi çeşitli yatırımlarımız da var.
TÜM GEMİLERİMİZİ SIFIR KARBONLA İŞLETEBİLECEK HALE GELECEĞİZ
Bir taşımacılık şirketi olarak kullandığımız elektriği, rüzgâr ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamaya çalışmak amacıyla yatırımlar yapıyoruz. Çevre dostu hidrojen, amonyak ve metanol yakıtları için testler gerçekleştiriyoruz. Ayrıca ilk yeşil gemimizi, en geç 2025’te suya indirme hedefimiz var.
DFDS’te halen 72 adet gemimiz var. Gemilerin ortalama ömrü 12 ile 20 sene arası değişiyor. Yani biz 2050 yılına kadar mevcut ve gelecekte sahip olacağımız gemilerimizin filosunu yenilemekle birlikte, tüm gemilerimizi sıfır karbonla işletebilecek hale geleceğiz.
Bunun yanı sıra Green Corridor olarak adlandırdığımız, bir yükün çıkış noktasından varış noktasına kadar olan süreçlerin tamamının sıfır karbon emisyonu verecek şekilde yeşil teknoloji kullanarak tamamlanmasını amaçladığımız projelerimiz var.
Etkin bir lojistik operasyonu yürüterek, müşterileri beklentilerini karşılamakla kalmıyor karbon izimizi de düşürmüş oluyoruz. Pandemi sürecinde intermodal çözümler büyük önem kazandı. Bu doğrultuda DFDS Akdeniz İş Birimi olarak feribot ve demiryolu taşımacılığını entegre eden intermodal taşımacılık çözümlerine daha fazla yatırım yapıyoruz. Intermodal çözümler, daha kısa sefer süreleri sayesinde karbon ayak izimizi düşürmeye yardımcı oluyor. Daha fazla frekans ve yeni varış noktaları ekleyerek bu çevre dostu formülü genişletmek için çalışmalarımız aralıksız sürüyor.
Birçok limanla iş birliği içinde gemilerimiz için Sahil Besleme Sistemi çözümleri geliştirdik. Sahil Besleme Sistemi’nin genel amacı, çevresel ayak izimizi azaltmak, sorumlu bir komşu olmak ve hava kalitesini iyileştirmektir.
YEŞİL EKONOMİYLE İLGİLİ DÖNÜŞÜM YATIRIMLARI SEKTEYE UĞRADI
Tabii sürdürülebilirlik çalışmalarını global gelişmelerden bağımsız ele almak mümkün değil. Geçtiğimiz yıl patlak veren Rusya-Ukrayna savaşının Avrupa’da enerji ve savunma politikalarıyla ilişkili doğrudan bir etkisi oldu. Avrupa ülkelerinin savunma ve savaş harcamaları arttı. Ülkeler bir şekilde enerji arzını garanti altına alabilmek için eskiden kullanmış oldukları ve çevre açısından çok da iyi olmayan ama elzem olan fosil yakıtları kullanma yoluna gittiler.
Bunun yanında global ve ulusal düzeyde yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle ülkemizin de dahil olduğu farklı coğrafyalarda yeşil ekonomiyle ilgili dönüşüm yatırımları sekteye uğradı.
DFDS olarak tüm bu negatif gelişmelere rağmen 2022’de rotamızdaki tüm ulaşım ağımızda karbon (CO2) emisyonlarını hem kendi filomuzdaki gemilerde hem kiralanan gemilerde düşürmeyi başardık. Kendi filomuzdaki karbon emisyonunu 2021’e göre yüzde 3, rotamızdaki tüm gemilerimizdeki emisyonu yaklaşık yüzde 4 azalttık. Karbon emisyonunu azaltmak için tedbir almayı sürdürüyoruz. Bu doğrultuda 2022 sonu itibariyle 3 gemimize, genel amacı çevresel ayak izimizi azaltmak, sorumlu bir komşu olmak ve hava kalitesini iyileştirmek olan “Sahil Besleme Sistemi” kurduk. Biyoyakıt testlerimiz planlandığı gibi ilerliyor. 3 gemimizde birden atık ısı geri kazanımlı sisteme geçildi”