Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Demir Şarman “Zor koşullara rağmen durmak yok, yola devam. Türk gıda ve içecek sektörü olarak ülke ekonomisine katkıda bulunmak, bunun yanında vatandaşlarımızın en temel ihtiyaçlarından olan gıda güvencesinin sağlanması için var gücümüzle çalışıyoruz.
Türk gıda ve içecek sektörümüz net ihracatçı konumdadır. Tarım, gıda ve içecek sektörü 2021 yılında 22,9 milyar dolar ihracat yaptı. Dış ticaret fazlası ise önceki yıla kıyasla yüzde 17 artarak 5,76 milyar dolara ulaştı. Sektörümüz her geçmişten beri ülkemize kazandıran bir sektör.
Yüzyılın en zor döneminden geçildiği bugünlerde ele alınması gereken birçok konu mevcut. Çözüm için iyi planlanmış ve tarıma dayalı bir sürdürülebilir kalkınma modeline odaklanmak gerek. Tarıma dayalı büyümenin ancak ihracatla sağlanabilir. Özellikle pandemi sonrası yaşanan ekonomik, kurumsal, sosyal, hukuki, çevresel ve kültürel değişimlerin sonucu olarak değer zinciri boyunca üreticiden tüketiciye tüm paydaşların durumlarının iyileştirilmesine ihtiyaç var.
Gıda ve içecek sektörünün masasındaki en önemli sorunlardan birinin iklim değişikliği ve gıda güvenliği. Bu konu gıda güvencesi ve üretimde sürdürülebilirlik açısından büyük riskler barındırıyor. Türkiye’nin uluslararası hamleleri gıda güvenliği için çok kıymetli oldu.
Geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin önderliğinde, Rusya ve Ukrayna arasında imzalanan tahıl koridoru anlaşması sonrası ülkemizin öncü rolünün devam ettiğini gösterdi. Tahıl Koridoru Anlaşması, yeterli gıdaya erişim problemi yaşayan birçok ülkenin önemli ölçüde rahatlamasını sağladı. Bu anlaşma sayesinde 25 milyon tona yakın tahılın bölge halklarına ulaştırılması planlanıyor. Ukrayna’nın üç ana limanından başlayan sevkiyatlar başta buğday, arpa, mısır olmak üzere gübre sevkiyatlarını da kapsıyor. Temmuz ayı başından bu yana uluslararası girişimde bulunan tahıl koridoru global çapta tahıl fiyatlarının dolar bazında yüzde 25-30 arasında düşmesine olanak sağladı” dedi.