Dünyanın farklı bölgelerinde yükselen jeo-politik tansiyon, Trump’ın yeniden başkan seçilmesi ve enflasyonla mücadele başlıklarıyla mücadele eden dünya ve Türkiye zorlu bir yılı daha geride bırakmak üzere. Diğer yandan, 2025 yılı ise iş dünyası açısından yeni bilinmezlikler, beklentiler ve ümitler anlamına geliyor. Bağımsız araştırma şirketi AGS Global tarafından iş insanlarının katılımıyla yapılan “İş Dünyası 2025’ten Beklentiler” araştırması, ilgi çekici veriler içeriyor.
Türkiye’nin önde gelen sanayi ve ticaret şehirlerinden iş sahibi ve C seviye iş insanı ile yapılan araştırmanın ilgi çekici verileri ise şunlar..
Türkiye Ekonomisi, Dünya Ekonomisinden Daha Geç Dengelenecek
Katılımcılara “dünya ve Türkiye ekonomisinin önceki yıla göre” nasıl bir görünüm kazanacağı sorulduğunda, yaklaşık yarısı (%49,4) dünya ekonomisinin daha kötüye gideceğini söylerken, Türkiye için kötümserlerin oranı ise %58,4. Buna karşın iyimserler ise hem dünya hem Türkiye için %29,9 oranıyla eşit düzeyde.
10 İş İnsanında yüzde 6’sı Trump 2.0’dan Endişeli
İş dünyası temsilcilerinin 10’da 6’sı (%61) Trump’ın ikinci döneminin hem dünya hem Türkiye açısından olumsuz sonuçlar doğuracağını belirtirken, 5 kişiden biri (%20,8) ise hem dünya hem Türkiye açısından iyimser. Sadece Türkiye olumlu etkilenecek görüşü ise azınlıkta (%10,8). Diğer yandan, dünyanın olumlu, Türkiye’nin olumsuz etkileneceğini düşünenlerin oranı ise %10,4.
Yükselen Trump rüzgarı karşısında iş dünyasının yarısından fazlasına göre (%53,3) Türkiye küresel jeo-politik tansiyon yükselirken, tarafsız kalmayı seçmeli. Mutlaka bir taraf seçilecekse bu AB olmalı diyenlerin oranı %20,8 iken, Rusya-Çin eksenine işaret edenlerin oranı ise %16,9. ABD %7,8; Arap ülkeleri ise %1,3 ile yakınlaşılması tavsiye edilmeyen taraflar.
Faiz ve Enflasyonda Düşüş Olacak mı?
Katılımcıların 5’te biri sadece faizlerde (%20,8), çok küçük bir kısmı (%5,2) ise sadece enflasyonda düşüş beklerken, hiçbirinde beklemeyenler (%37,7) ve her ikisinde de bekleyenlerin (%36,4) oranları neredeyse eşittir.
2025’te Şirketler İlk Olarak Mevcudu Koruyacak
Katılımcıların neredeyse yarısı (%48,1) şirketlerinin 2025’te «mevcudu koruma» eğiliminde olacağını, onu dijital dönüşüm (%35,1) ve ihracatın (%32,5) izleyeceğini söylerken, insan kaynağı (%14,3) ve birleşme & satın alma yeterince güçlü bir görünüm sergilemeyecek; yeşil dönüşüm (%5,2) ise 2025’te en az ilgi gösterilecek başlık olacaktır.
Çalışanlarla Uyumun Anahtarı: Liderlik ve Olumlu İlişkiler
Araştırmaya katılan 10 iş dünyası temsilcisinden 4’ü (%41,4) 2025 yılında şirketinin yetenekli çalışanlarını elinde tutacağını ifade ederken, dörtte biri ise bu konuda karamsar bir yaklaşıma sahiptir. Karamsarların temel gerekçeleri sırasıyla; yüksek maaş talepleri (%84,2), iş-yaşam dengesi beklentileri (%42,1) ve rekabetçi iş piyasası (%42,1) olacaktır.
İyimserler ise olumlu görünümü liderlik ve yöneticilerle iyi ilişkiler (%63,3) ile güçlü şirket kültürü ve bağlılığa (%50) borçlu olacaklarını söylemektedir. Esnek çalışma imkanları ise sadece 4 katılımcıdan birinin (%26,7) vurgu yaptığı husustur.
Diğer yandan, araştırmaya katılanların 2025 yılına ilişkin asgari ücret beklentisi ortalama 23,750 TL olup, bu da yaklaşık %40’lık bir artış öngörüsüne referans vermektedir.
Fırsatlara Açık Temkinli Bekleyişe Devam
Araştırma kapsamında AGS Global’in ikonik B2B nabız ölçeri, “İş Dünyası Duygu Barometresi” 2025’e ilişkin yaklaşımlarda temkinli bekleyişe devam diyenlerin (%47,3) ağırlığını hissettirirken, bu Ekim 2024’e göre keskin bir artışı ifade etti. Onu ise 3 katılımcıdan birinin ruh halini temsil eden “fırsatlar için tetikte” ifadesi (%31,1) izledi ki, bu da Ekim’deki iyimserliğin gerilediğini göstermekte.
2025’te Temel Arayış Daha İyi Bir Gelir Olacak
Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden karar alıcılara “2024’te arzu ettikleri tüketim ürünlerine erişip erişemedikleri” sorulurken, kısmen cevabı %42 ile öne çıktı ve onu %35 ile “evet” diyenler izledi. 2025 yılında sahip olunması planlananlarda ise “daha iyi bir gelir” (%62,2) tüm cevaplardan pozitif ayrıştı ve ilk sıraya yerleşti. Onu yeni yatırım araçları (%36,5) ve yeni bir otomobil (%28,4) ile yurtdışı tatili (%28,4) izledi.
Favoriler: Elektrikli Araçlar ve Altın
Öne çıkan çarpıcı veri ise yeni bir otomobile sahip olmak isteyen katılımcıların elektrikli (%23,8) ve hibrit (%28,6) kategorilerine ilgisiyle birlikte elektro-mobiliteden yana oy kullanmaları oldu. Dizel-benzinli diyenlerin oranı ise %38,1’di.
İş dünyası temsilcilerinin 2025’teki favori yatırım enstrümanı altın olurken, onu hisse senedi ve gayrimenkul izledi.
Şirketler Ofisten, Çalışanlar Hibrit Çalışma Diyor
Araştırmada dikkat çeken bir başka veri ise çalışanların 2025’te şirketlerinin çalışam modelini %56,8 ile tamamen ofisten tercih edeceğini, buna karşılık kendilerinin %46 ile öncelikle hibrit çalışmayı önceleyeceklerini söylemesi oldu. Tamamen evden çalışma şirketler cephesinde %6,8 oranına sahipken, çalışanlar ise %17,6 düzeyinde bu modele sahip çıktı.
Katılımcılara 2025’e girerken ruh halleri ve moralleri sorulduğunda ise 5 üzerinden 3,2 puanla “ortalamaya yakın” bir puan elde edildi.
2025 Dengelenme Yılı Olacak
Araştırma sonuçlarını değerlendiren AGS Global Kurucusu ve CEO’su Ahmet Güler, 2025’in beklenen dengelenme yılı olabileceğine işaret etti ve şöyle dedi: “Araştırma 2025 yılının iş dünyası tarafından tüm tereddütlere karşın daha olumlu bir yıl olarak değerlendirildiğini ve beklenen “dengelenmeyi” imâ ettiğini gösteriyor. Jeo-politik tansiyonlar Trump ile birlikte azalabilir. Öte yandan, Ticaret Savaşları sayesinde Türkiye için yeni fırsatlar oluşabilir. Unutmamalıyız ki, geride bıraktığımız birkaç yılda en kötüyü deneyimlemiştik ve gidecek pek de bir yer kalmamıştı. Nitekim, bu birkaç yıl iş dünyası temsilcileri üzerinde büyük bir metal yorgunluğa sebebiyet verdi ve sosyo-psikolojik etkileri hala sürüyor. Yine de önümüzdeki dönemde hem faizlerde hem enflasyonda daha iyimser verilerle karşılaşacağız. Mevcudu koruyan şirketler, rahatlamayla birlikte dijitalleşme ve ihracata yüzünü dönecek. Dolayısıyla, 2025’in temasının dengelenme, 2026’nın ise toparlanma ve aksiyon alma olacağını söyleyebiliriz. Ancak dar koridoru aşmakta büyük paya sahip olacak nitelikli insan kaynağını elde tutmak için şirketlerin daha iyi gelir vaadini, liderlik ve iyi yönetişimle desteklemesi gerekecek” diyerek sözlerini tamamladı.